-Multimedia, Freedom Fry - Shaky Ground
Koridorda öğrenciler önümden geçerken kolonun arkasında beklemeye devam ettim ben de. Başımı yavaşça uzattığımda Görkem'in yaklaşmakta olduğunu gördüm ve birkaç saniye sonra mükemmel bir zamanlamayla öne uzanıp kolundan tuttuğum gibi yanıma çektim.
"Lan-" diyordu ilk başta şokla ama beni görünce devamındaki kelimeleri yuttu. "Kızılım? Aklım çıktı ya, niye gizemli şeyler yapıyorsun?"
"Anlat." Dedim onu duvara yaslayıp. Gitmemesi için de önüne geçtim. "Sabahtan beri kaçıyorsun benden."
"Aşk olsun Kızılım, ben senden kaçar mıyım?"
"Anlat Görkem." Dedim bir kez daha. "Yankı ne söyledi?"
Yankı dünden beri Kaan'la ne konuştuğunu anlatmamak için beni geçiştiriyordu ve aynısını yapması için Görkem'i de tembihlemişti muhtemelen çünkü o da tek kelime bile etmiyordu. Spor salonunda Kaan'la aralarında ne geçtiğini hâlâ tam olarak bilmiyordum yani.
"Ne zaman?" diye soruma soruyla karşılık verdi.
"Görkem!" dedim hafifçe omzuna vurarak. "Sabrımın sınırlarını zorluyorsunuz dünden beri. Beni Kaan'a sormak zorunda bırakma istersen. Yaparım çünkü."
"Saçmalama Ceren."
"O zaman anlat. Ne olmuş? Ne konuşmuşlar?"
"Ya Kızılım, sen de oradaymışsın işte. Maçtan önce karşılaşmışsınız. Tesadüf bu."
"Maçtan önce karşılaştığımızda Yankı'nın dudağı patlamamıştı."
"Dudağı patlamamış ki. Piercing yarası."
"Adı her neyse işte. Kendiliğinden oluşmadı ya o piercing yarası."
"Kızılım n'olur beni bulaştırma." Diye ellerini omuzlarıma koydu. "Emmioğlum beni söyleme diye tembihledi bak. Söyleyemem."
"Neden?"
"Söz ağızdan bir kere çıkar."
"Görkem bana nasihat vermeye başlama." Diye omzuna vurdum tekrar. "Abimle de konuştular. Onu da anlat."
"Onun için söz vermedim bak."
"Anlat o zaman. Öğle arasındayız, vaktimiz bol."
Dün maç dönüşünde Yankı beni eve bırakırken abim bahçede oturuyordu. Ne büyük tesadüf. Yankı'ya akşam bir ara konuşalım demişti ve döndüğünde de ne konuştuklarını bana söylememişti. Yankı'ya da sorardım aslında ama Kaan olayını doğru düzgün anlatmadığı için ona da kızgındım.
"Klasik bir Kerem Abi konuşması yapmış." Diye başladı duvara yaslanıp. "Hal hatır sorduktan sonra direkt konuya girmiş Ceren'le arkadaşlığınızın boyutundan haberim var diye. Evren'e söylediklerini söylemiş aslında. Eğer olur da bu arkadaşlığınız kötü sonuçlansa bile bir şekilde etkileşim hâlinde kalacağınızı hatırlatmış."
Benim de en büyük korkum bu yöndeydi zaten.
"Konuşmanın konusu genel olarak böyle. Bir de Yankı'ya eline sağlık demiş Kaan'a ka-" dedikten sonra gözleri irice açıldı ve eliyle ağzını kapattı. "Az kalsın ağzımdan laf alıyordun, çok kötüsün Kızılım."
"Teşekkür etmiş." Diye yakaladım. "Yankı ne yapmış Kaan'a?"
"Görmedin mi sen onu?"
"Hayır." Dedim gayet net bir şekilde. Dün Yankı'nın yanından ayrılırken görmüştüm ama arkası dönüktü. Bugün de karşılaşmamıştık henüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi
Humor"Hey, Külkedisi!" diye seslendi ayakkabımın tekini veren çocuk. "İsmini öğrenemeyecek miyim?" "Üzgünüm, Beyaz Atlı Prens. Öğrenemeyeceksin." Sinestezik bir çocukluk aşkı okurken biraz da eğlenmek isteyenleri buraya alalım! 💛