47- "Kurtulmamız gereken bir kız var."

4.5K 406 58
                                    


-Multimedia, Two Feet - Lost The Game


Hiçbir zaman kendi isteğim doğrultusunda uyanamayacağımı bana tekrar hatırlatan bir gün daha başlıyordu.

Henüz gözlerimi açmamıştım ama alt kattan gelen sesler uyandırmıştı beni bu sefer de. Ses büyük ihtimalle Evren'e aitti, bir şeye gülüyordu ve beni uyandırmak için özellikle daha sesli güldüğüne yemin edebilirdim.

Yanımda yatan annemi hissedebiliyordum hâlâ, o halde annem bile uyanmamışken Evren'in bu saatte ayakta olması çok mantıksızdı. O yüzden gerçekliğe dönebilmek için güçlükle de olsa gözlerimi açtım.

Gözlerimi açmadan önce de bir gariplik olduğunun farkındaydım aslında. Çünkü yanımda yatan kişi kesinlikle annem değildi, bir erkekti.

Ne ara bunu yaptığımı hiç hatırlamıyorum ama başım, yanında yattığım kişinin göğsündeydi ve sol kolumla da ona sarılmıştım.

Evren olamazdı. Çünkü onun bana durup dururken şefkat göstermesi için dünyanın sonu geliyor olmalıydı; ayrıca aşağıdan sesi geliyordu hâla. Görkem hiç olamazdı, ayağında alçı falan görünmüyordu. Yankı'nın benden izin almadan değil yanıma yatmak, odama girmek gibi bir alışkanlığı zaten yoktu.

Kaşlarımı çattığımda kalkmak için doğrulacağım sırada sesini duydum.

"Günaydın Ceren."

"Abi?" Dedim şaşkınlıkla. Başımı döndürecek bir hızda doğrulmuştum. Elimi yüzüne yerleştirdim. "Rüya mı görüyorum?"

Gülerek yanağımdan makas aldı. "Hasretimden rüyalarına girdiğimi bildiğim için buradayım."

"Abi iyi ki geldin." Derken sarılıp başımı göğsüne yasladım tekrar. "Seni çok özlemiştim."

O da bana sarılıp başımın üstünü öptükten sonra, "Biliyorum." Dedi gülerek. Neden ve ne zaman geldiğini, üzerimdeki uyku sersemliğini attıktan sonra sorgulamaya başlayacaktım. Uzun süre -şu anki durumda yaklaşık on gün oluyor- görüşmedikten sonra ona sarılmak ilaç gibi geliyordu. Böyle mükemmel bir özelliği vardı abimin.

"Evren'in sesine uyandın değil mi? Biraz daha uyuyacaksan uyutabilirim." Dedikten sonra küçüklükten beri yaptığı gibi parmak uçlarını hafifçe ensemde, ardından sırtımda ve kollarımda dolaştırmaya başladı. Önceden beni dizine yatırıp böyle uyuttuğu çok olurdu. Bu bende aynı saçlarımın okşanması gibi bir uyutucu rahatlık hissi oluşturuyordu yıllardır.

"Ben buna asla hayır demem abi, başına iş almak istemezsin."

"Uyumak istiyorsan sorun değil. Sen farkında değilsin ama uyanmadan önce de aynısını yapıyordum, sen aşağıdan gelen seslere uyandın."

"Saat kaç oldu?" Diye sordum. Ona göre karar vermeyi düşünüyordum.

"On olması lazım." Dediğinde ofladım. Uyusam da annem beni az sonra kahvaltı için uyandırırdı zaten.

"Uyumayayım o zaman." Dedikten sonra gözlerimi açtım. Abimden ayrılıp yanında oturur pozisyona geçtim. "Ee, sen ne zaman geldin, nereden esti? Hiç haber vermemiştin."

"Ani bir karar oldu, gece geç çıktık yola. İki saat önce geldik." Derken çoğul konuştuğunu fark etmiştim. "Yazgı'yla." Diye ekledi o yüzden.

"Yazgı Abla da mı geldi?" Dedim sevinçle.

"Evet, Görkem'i merak edip duruyor kaç gündür. Hazır hafta sonu fırsat varken çıktık geldik."

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin