42- "Herkes sevdiğine kavuşacak diye bir şey yok sonuçta."

4.4K 401 165
                                    


-Multimedia, Sia - Helium


"Görkem?"

Biraz uzun süren bir sessizlik olmuştu.

"Cerenim." Dedi o da.

"İyi misin sen?" Diye sordum tereddütle.

"İyiyim Cerenim." Dedi karanlıkta gülümseyerek. "Dünyanın sonu değil ki. Herkes sevdiğine kavuşacak diye bir şey yok sonuçta."

Kurduğu cümleler içimi acıtıyordu ama elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Keşke bir şey yapabilsem."

"Hayır Kızılım," dedi elimi tutup. "Senlik bir şey yok, hiç sıkma canını."

"Bilmiyorum-"

"Hadi Cerenim beni anlattığıma pişman etme, sıkma sakın canını." Dedi yanağımdan bir makas alıp. "Sadece senin değil, kimsenin elinden bir şey gelmez."

Ben sessiz kaldığımda devam etti.

"Hadi gir eve, uyu. Saat çok geç oldu."

"Sen ne yapacaksın?"

"Ben de eve gideceğim." Dediğinde tereddütle ona baktım.

"Emin misin?"

"Evet Kızılım, ne yapayım başka?"

"Uyuyacaksın-"

"Aramayacağım merak etme." Dedi gülümseyerek. "Eve gidip uyuyacağım. Sen de uyu, sabah tekrar konuşuruz."

"Tamam Görkem, dikkat et kendine." Dedim son bir kez sarılıp. "Üzülme, düşünme şimdi."

"Merak etme Kızılım, bana bir şey olmaz." Dedi göz kırpıp. Onu tanımayan biri, gayet açık bir şekilde her şeyin yolunda olduğunu düşünebilirdi. Ama bende yılların verdiği tecrübe vardı ve şu an her şey yolunda falan değildi, sadece güçlü görünmeye çalışıyordu.

Bir kez daha vedalaştıktan sonra arabadan inip eve doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde el salladım ona ve ben içeri girince de arabanın çalıştığını duydum.

Sessizce kapıyı kapatıp odaya çıktığımda Evren hâlâ bıraktığım gibi uyuyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu ama bu durumu açıklayacak kişi de ben değildim zaten, Görkem istediği zaman anlatırdı.

Yatağa girdikten sonra Nida'nın uyuyup uyumadığını kontrol etmek için bir mesaj attım ama ilerleyen beş dakika boyunca herhangi bir geri dönüş olmayınca uyuduğunu anladım.

Üzerimde bütün gecenin yorgunluğu olmasına rağmen kafam çok dolu olduğu için uykuya dalmakta güçlük çekiyordum. Yarım saat daha yatakta dönüp durduktan sonra kendimi uykunun o tanıdık boşluğuna bırakabilmiştim.


**


Yine telefonum çalıyordu.

Telefon elimde uyuyakaldığım için şu an ses ve titreşimin nereden geldiğini kestiremiyordum. Uykunun verdiği mahmurlukla güç bela yastık kılıfımın içine giren telefonumu bulduğumda Evren'i de uyandırmıştım.

"Ne oldu?" diye mırıldanıyordu.

Gözlerimi kısarak telefona baktığımda ekranda Yankı'nın ismini gördüm. Saate baktığım an içime berbat bir his musallat olmuştu çünkü Yankı önemli bir şey olmasa beni saat dört buçukta asla mesaj atmadan önce aramazdı.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin