64- "Kötü şeyleri çekmek konusunda bir namın var."

2K 245 107
                                    


-Multimedia, Hooverphonic - Summer Sun


"Görkem, az şekerli Türk kahveleri hazır mı?" Diye seslendim mutfakla kafenin oturma bölümünü ayıran camdan içeri doğru.

"5 saniye içinde!" Diye seslendi o da bana içeriden.

Akşamüzeri dersim bitince hem biraz Sevgi Teyzeyle laflamak, hem de Görkem'in uzun zamandır bahsettiği o yeni kahvesini içmek için onların kafesine gelmiştim. Sevgi Teyzeyle oturup her konuda dedikodu yapmak çok rahatlatıcı bir şeydi ama hafta içinin son günü ve akşam saatleri olması müşteri sayısında da bir artışa sebep olunca ona yardım ediyorduk biz de Görkem'le.

Birkaç saniye sonra Görkem tepsiye koyduğu iki kahveyi tezgâhın üzerinden bana uzatırken, "Bunlar girişteki masanın Kızılım." Dedi.

"Tamamdır." Dedim ve dikkatlice tepsiyi alıp Görkem'in söylediği masada oturan iki kadına servis ettim.

Kasadaki Sevgi Teyzenin yanına döndüğümde Görkem de mutfaktan çıkmış, onun yanında masaya yaslanıyordu şimdi.

"Ay iyi ki gelmişsiniz yavrum." Dedi çekmeceyi kapatan Sevgi Teyze ikimize birden. "Çocuklar nereye yetişeceğini şaşırdı. Hiç kalabalık olmazdı normalde böyle. Anca sakinliyor."

"Cuma ya bugün, herkes tatil moduna giriyor." dedim ben de tepsiyi masaya bırakıp Görkem'in yanına geçerken. Bir yandan da gözüm bir şey isteyen olursa diye masaların üzerindeydi.

"Hava da kötü, dışarıda gezemiyorlar tabii." Dedi Görkem.

"Evet ya nasıl soğudu birden değil mi?" Dedim camdan dışarı bakarak. Akşamın karanlığında sokak lambalarının ışıklarıyla dışarıdaki ağaçların rüzgârda sallandığını görebiliyordum.

"Üşüdün mü?" Dedi Görkem. "İçeride hırkam var getireyim-"

"Yok, dur." Diye kolunu tuttum. "Üşümedim, iyiyim. Dışarısı bayağı soğuk görünüyor."

"Eh, kış geliyor artık." Dedi Sevgi Teyze. "Hadi, siz de gidin artık. Burayı biz hallederiz."

"Benim işim yok zaten ya, yardım ederiz."

"Yoruldunuz yavrum." Diye yanağımı okşadı. "Dersten çıkıp geldiniz."

"Olsun." Dedim ben de gülümseyerek. "Hem iyi geldi bana da."

"Ben bir mutfağa bakayım," Dedi Görkem. "Cerenim sıkılınca söyle gideriz."

"Tamam." Deyip mutfağa gönderdim onu. Biraz önce içeri girip cam kenarındaki masalardan birine oturan kız grubunun etrafına bakındığını fark edince, "Ben şunlara menü götüreyim." Dedim Sevgi Teyze'ye de. Kasanın arkasından birkaç tane menü alıp yanından ayrıldım.

Masaya doğru giderken elinde bardaklarla dolu bir tepsiyle masaların arasından geçen Özge'nin de o tarafa yöneldiğini fark edince, "Ben hallediyorum o masayı." Dedim omzuna dokunup.

"Çok sağ ol Ceren." Dedi rahatlamış bir ifadeyle. Özge geçen yıldan beri hafta içi bazı günler burada çalışan bir üniversite öğrencisiydi.

Ona geçmesi için yol verdikten sonra cam kenarında, beş kızdan oluşan masaya ulaştım ben de.

"Hoş geldiniz." dedim gülümseyerek.

Kızlardan ikisi "Merhaba.." derken arkasında durduğum, sırtı bana dönük olan kız ben menüleri masaya bırakırken yavaşça bana döndü.

Hayır.

Burada olmaz.

Seni burada parçalarına ayırmak istemiyorum Dilara.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin