55- "Ya bir daha kendime gelemezsem?"

4.2K 311 97
                                    

Merhabalar! Upuzun bir bölümle karşınızdayım, bölümün son kısmını Yankı tarafından dinleyeceksiniz, iyi okumalar :)

-Multimedia, David Stewart - Survivor (Cover)


"Hazır ol Ceren, çünkü tam da şu an okula efsanevi bir giriş yapmak üzereyim."

Evren yakasını düzeltip bir elini saçlarının arasından geçirdi ve dönüp bana göz kırptı.

Sonunda beklenen an gelmişti. Bugün üniversitenin ilk günüydü.

Evren'in cümlelerinden de anlaşılacağı üzere bu konuda en heyecanlı olan da oydu ve hepimizi şaşırtarak sırf bugün için sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştı. Şu ana kadar bana da çok iyi davranıyordu; bir kere bile üvey ikizi olduğumu iddia etmemişti.

"Hadi, gidelim." Dedim ben de omzumdaki çantamı düzeltip. Giriş kapısında bekliyorduk ve bizim gibi birçok yeni öğrenciyi ayırt edebiliyordum. Aslında bu hafta dersler başlamıyordu, okulu tanımak için oryantaston haftasındaydık. Bugün tüm fakültelerin birinci sınıfları okulun mezuniyet gibi etkinliklerinin de gerçekleştiği meydanında sırayla gün boyu konuşmacıları dinleyecek, ardından bölümlerinden insanlarla tanışacaktı ve yarın kendi fakültemize gidip bu tanışma işine orada devam edilecekti. Üçüncü gün sosyal etkinliklere ayrılmış olup öğrenci topluluklarının sunumları takip edilecekti ve dördüncü ve son gün olarak yine burada bilim ateşi yakılıp, Anıtkabir'e yürüyüş yapılacaktı. Cuma gününü boş bırakma nezaketi göstermişlerdi şimdilik ama ben mutlaka bize bir iş yükleneceğini düşünüyordum.

"Herkes meydana gidiyordur zaten, takılalım peşlerine." Dedi Evren. Onun önderliğinde ilerlerken ben yine de her ihtimale karşı birkaç metrede bir duvar önünde bulunan tabelalardan da yolu takip ediyordum. Kampüs büyük, karışık ve en önemlisi yemyeşildi. Her ne kadar liseden sonra tuhaf gelse de en kısa zamanda buraya alışacağıma emindim.

Beş dakika boyunca yürüdükten sonra ileride bir hoparlörden yükselen marş sesi duyulmaya başladı; doğru yoldaydık ve yaklaşmıştık.

Tahmin ettiğim gibi bir köşeyi döndükten sonra o meşhur meydan karşımızdaydı. Neredeyse bir stadyum büyüklüğünde, tamamen çimlerden oluşan bir araziydi. Ortasına yüksek bir platform ve projeksiyon perdesi ile kürsü yerleştirilmişti. Karşısında bulunan tribüne benzer basamakların üstünü geniş ve yüksek beyaz bir yarım çatı kapatıyordu. Basamaklar kısmen dolmuş sayılırdı, yeni öğrenciler yerlerini almıştı bile.

Saatime baktığımda açılış töreninin başlamasına yaklaşık on beş dakika kaldığını görünce Evren'e de söyledim ve üst basamaklardan birinde yerimizi aldık. Ortak whatsapp grubumuzda meydanın nasıl bir yer olduğunu merak eden Görkem'e fazla dikkat çekmeden bir fotoğraf çekip gönderdim. Bizim fakültenin töreni saat 10'da başlıyordu ama mühendislik ve mimarlık fakültesi töreni birlikte yapıp öğleden sonra 2'de başlayacaktı. O yüzden Yankı ve Görkem öğlene kadar burada yapacak bir şeyleri olmadıkları için şu an burada değildi.

Basamaklar dolup taşarken yaklaşık 15 dakika sonra önce rektör, ardından da dekan ve dekan yardımcısı toplamda yaklaşık bir saati bulan bir hoşgeldiniz konuşması yapmıştı. Onların ardından kürsüye gelen bir 3. sınıf öğrencisi, bölümümüzle alakalı bir topluluğun başkanı olduğunu söyleyip topluluk hakkında kısa bir bilgi vermişti. Çarşamba günü yapılacak olan topluluk sunumlarında daha ayrıntılı bilgi verip uzun uzun sohbet edileceğini söyleyip, yine de açılış konuşmaları bittikten sonra tanışmak için topluluktan arkadaşlarıyla birlikte meydanın bir köşesinde onlar için ayrılan standın başında olacağını eklemişti.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin