-Multimedia, The Unlikely Candidates - Oh My Dear Lord
"Ceren yeter."
"Ceren bence de yeter." Dedikten sonra odaya girdi abim.
Görkem'in odasının önünde camdan onu izliyordum. Sürekli ağladığım için Evren beni odadan dışarı çıkarmıştı. Kapıyı kapatırken, 'Ağlaman bitince gel.' Demişti ama ağlamamın bitmediğini görünce kendisi yanıma gelmişti.
"Sana da yaranılmıyor." Dedi hafifçe omzuma vurup. "Uyansa ağlıyorsun, uyanmasa ağlıyorsun."
Ben duygu boşalması yaşıyordum ve o beni anlamıyordu. Klasik Evren.
"Sen ne anlarsın ki?" Diye söylendim.
"Kızım çocuk uyandı işte ne ağlıyorsun daha? Git sevin."
Ellerimin tersiyle gözlerimi kuruladım. Günlerdir ne kadar ağlıyorsam bir o kadar da şu son iki saat içinde ağlamıştım sanırım.
"Ceren gel." Diye odadan çıktı abim. "Görkem seni istiyor."
Tekrar burnum sızladı.
"Ağlamayacaksan." Diye ekledi Evren.
Başımı sallayıp onun peşinden odaya girdim. Görkem'i böyle görmeye hiç alışkın değildim. Kıpırdamadan, onu tanınması güç hâle getiren yaralarla öylece yatıyordu ama artık uyanıktı. Ve ben bunun için ne kadar şükretsem yetmeyecekti.
"Ağlama." Diye fısıldadı Evren kulağıma.
"Of, karışma sen." Dedikten sonra Görkem'in yanına gittim. Geldiğimi duyunca gözlerini açmıştı. Yatağının kenarındaki sandalyeye oturduğumda eli, ağzındaki maskeye yöneldi ama engelledim. "Yorulma." Dedim. "Uyu sen."
O da 'ağlama' diyecekti nasıl olsa. Zaten Evren beni odadan sürekli ağlayıp Görkem'in moralini bozduğum için kovmuşken Görkem'in yanında ağlamamaya çalışacaktım doğal olarak.
"Ah, Görkem." Dedim yavaşça saçlarını okşarken. "Beni ne kadar korkuttuğunu bir bilsen.. Hepimizi.."
Tekrar maskeyi indirmek için hareketlendiğinde bu sefer yardımcı oldum. Hafifçe boğazını temizleyip güçlükle yutkunduktan sonra gülümsemeye çalıştı ama yapamıyordu çünkü dudağı patlamıştı.
"Daha erken uyanmaya çalıştım.. Çalışmışımdır yani." dedikten sonra durup dinlendi birkaç saniye. "Ama olmadı, özür dilerim."
Hâlâ kötü durumdaydı, düzelmesi de zaman alacaktı ama hepimiz yanında olacaktık.
"Pes etmediğine eminim zaten."
"Hiç öyle demiyordun ama." Diye araya girdi Evren.
'Ağlama, uyanacak. Toparlan artık, Görkem uyanacak. Çoktan bizi bırakıp gitmiş gibi davranıyorsun.'
"Üzmeyin Kızılımı." Diye beni savundu Görkem. Her zamanki gibi.Konuşurken yorulduğu çok belli oluyordu, o yüzden onu fazla zorlamak istemiyordum ama sesini yeniden duymak da çok güzeldi.
Sabah olmuştu. Nöbetteki doktorlar devamlı Görkem'i kontrole geliyordu uyandığından beri. Bize günlerdir özellikle ümit vermedikleri gibi, uyandığında onlar da çok şaşırmıştı ve mucizevi bir şekilde yaraları ve kırıkları dışında sağlıklı olması epey şaşırtıcı olmuştu.
'Çok kötü bir kaza olmuş, doktorlar hiçbirimize umut vermek istemiyor. 72 saatin sonunda uyansa bile sakat kalmış olma ihtimali çok yüksek. Her şeye hazırlıklı olacağız, tamam mı?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi
Humor"Hey, Külkedisi!" diye seslendi ayakkabımın tekini veren çocuk. "İsmini öğrenemeyecek miyim?" "Üzgünüm, Beyaz Atlı Prens. Öğrenemeyeceksin." Sinestezik bir çocukluk aşkı okurken biraz da eğlenmek isteyenleri buraya alalım! 💛