-Multimedia, Halsey- Sorry
'İyi ki doğdun Kızılım! İyi ki başımın en güzel tatlı belası oldun!'
'Ya, Görkem! Çok tatlı bu.'
Sen de iyi ki doğdun Görkem. Uyan artık, yarın doğum günün.
"Sürpriz yapar belki." Dedim kendi kendime. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu. Kokudan daha fazla rahatsız olmasın diye üst kattaki kafeteryada oturuyorduk Yankı'yla.
"Nasıl?" Diye sorduğunda ona baktım. Dalmıştım.
"Doğum günü sürprizi." Diye düzelttim. Bana belli etmemeye çalışıyordu ama Yankı da kendini zor tutuyordu artık.
"Sürprizleri sever Görkem." Dedi saatine bakıp. Görkem'in 18 olmasına dakikalar kalmıştı. İlk defa bir doğum gününde ona sarılamayacaktım. O gece gitmesine izin vermeden önce son kez sarıldığımdan haberim yoktu ona. Eğer bilseydim daha sıkı sarılırdım. Sımsıkı sarılırdım, hiç bırakmazdım. Gitmesine izin vermezdim.
İzin vermemeliydim.
Vicdan azabı bastırdıkça nefes alamıyor gibi oluyordum. Nida da aynı sebepten dolayı kendini sorumlu tutmaya başlayınca eve göndermiştik bir saat önce. Kabul etmese de o da mecburdu benim gibi.
"Saat kaç oldu?" Diye sordum. "Doğum gününde yanında olalım."
"On dakika var. İnelim istersen."
"İnelim." Dedikten sonra ayağa kalktım. O da pek fazla konuşmuyordu artık; o yüzden sessizce aşağı indik. Saatlerdir beklediğimiz yoğun bakım kapısının önünde Yazgı Abla vardı yalnızca.
"Sen ablamın yanında bekle Külkedisi." Dedi Yankı. "Ben annemleri bulayım."
"Tamam." Dedikten sonra durup yüzüne baktım. "Sen iyi misin?"
"Merak etme. Hemen dönerim." Dedikten sonra gitti. Ben de Yazgı Abla'nın yanına oturdum.
"Nasılsın tatlım?" Diye sordu omzumu sıvazlayıp. Cevabını bildiği bir soruydu zaten, alışkanlıktan soruyordu.
"Aynı." Dedim ben de o yüzden. "Sen de biraz uyu istersen. Biz bekleriz."
"Yok, idare ederim ben." Dediğinde ısrar etmedim. Buradan ayrılmak zor geliyordu ama camın önüne gidip Görkem'e bakmaya da korkuyordum. Değişen bir şey olmadığını biliyordum ama onu orada öylece yatarken görmek çok acı veriyordu.
Sessizce beklemeye devam ettik. Birkaç dakika sonra koridorun başında Yankı, yanında Görkem'in hemşiresiyle göründü. Yanımıza gelirken de saatine bakıyordu bir yandan.
Hemşire önümüzden geçip odaya girdiğinde ayağa kalktım. Yankı da yanımıza gelmişti.
"Ne oldu?" Diye sordum.
"Doğum gününü kutlamayacak mısın?"
"Nasıl?" Diye sordum heyecanla.
"Doktorla konuştum." Dedi. "Doğum günü olduğunu söyledim. Gir hadi, geç kalacaksın."
"İnanmıyorum." Derken boynuna atladım. "Yankı.."
"Hadi Külkedisi." Dedi saçlarımı okşarken. "Hemşire bekliyor seni."
"Yankı çok teşekkür ederim." Dedim geri çekilip.
"Hadi." Dedi yine. "Geç kalma. Benim yerime de kutla. Söyle ona, güçlü dursun. Dayansın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi
Comédie"Hey, Külkedisi!" diye seslendi ayakkabımın tekini veren çocuk. "İsmini öğrenemeyecek miyim?" "Üzgünüm, Beyaz Atlı Prens. Öğrenemeyeceksin." Sinestezik bir çocukluk aşkı okurken biraz da eğlenmek isteyenleri buraya alalım! 💛