-Multimedia, Harriman Exit - Beautiful WayKasım 2019
"Bana gelirken ne getireceksin?"
Odanın içinde dolanarak şarj aletimi ararken, yatağına yayılmış bir vaziyette beni izleyen Evren'e, "Ne istersin?" Diye sordum.
Biraz düşünüp, "İstanbul'un da bir şeyi meşhur değil ki." Dedi.
"Aklına gelirse söylersin." Dedim ve nasıl olduysa çekmecenin arkasına düşen şarj aletini almak için eğildim.
"Yiyecek bir şey olur muhtemelen." Dedi Evren. "Ben bunu biraz düşüneceğim."
Şarj aletimi sıkıştığı yerden kurtarıp ayağa kalktıktan sonra yatağın üstündeki çantamın derinlerine yolladım onu da.
"Tamam.." diye mırıldandım Evren'e. Bir yandan da eksik bir şey olup olmadığını kontrol ediyordum. "Cüzdan, şarj aleti. Kitap, kulaklık, ilacım.. Tamam. Tamam, hazırım ben."
"Emin misin?" Diye sordu Evren yatakta doğrulup.
"Evet, aldım her şeyi. Gidebiliriz."
Kapının arkasından montumu alıp koluma attıktan sonra çantamın fermuarını kapatıp diğer omzuma astım. Yerdeki sırt çantamı alan Evren de masanın üstünden telefonunu alıp odadan çıkmıştı.
Ben de onun peşinden merdivenlerden inerken cebimdeki telefonu çıkarıp gelen bildirimleri kontrol ediyordum bir yandan.
İki dakika önce Yankı'dan gelen bir mesaj vardı.
"Hazır mısın Külkedisi?" Diye yazmıştı.Hızlıca, "Evet çıkıyorum evden." Yazıp gönderdikten sonra telefonu tekrar cebime koydum ve oturma odasına girdim Evren'le beraber.
"Ben hazırım." Dedim köşede televizyon izleyen annemle babama.
"Dur," diye ayaklandı annem. Hızlıca mutfağa girip gözden kaybolurken, "Bekle." Diyordu. Uyku saati yaklaşmış olan babam da esnemesini bastırarak ayağa kalktıktan sonra gelip beni yanaklarımdan öpüp, "Sen de bizi özleyecek misin?" Diye sordu.
"Üç gün sonra buradayım baba." Dedim gülerek. "Dayanabiliriz bence."
"Deneriz." Dedikten sonra başımın üstünden öpüp geri çekildi.
"Abim nerede?"
"Balkonda." Diye başıyla işaret etti babam. "Duymadı herhalde."
"Ben bakayım." Deyip balkona yöneldim. Önündeki bilgisayarın ışığı yüzüne yansıyan abim kapıda beni fark edince başını kaldırdı.
"Abi ben gidiyorum."
Kol saatine bir göz atıp ayağa kalktı o da. "Saat oldu mu o kadar?" Diye mırıldanırken yanıma geldi.
"Gidelim artık, anca yetişiriz."
"Gel." Derken belimden tutup içeri yönlendirdi beni.
O sırada mutfaktan çıkan annem de bir poşet uzatıyordu. "Kızım al şunu, çantana koy."
"Ne bu?"
"Poğaça. Yersin yolda."
"Yol bir saat falan anne." Dedi abim.
Evren de hayal kırıklığıyla elimdeki poşete bakarken, "Poğaça mı vardı?" Diye sordu. "Bilsem yerdim."
"İçeride daha var oğlum, yersin gelince."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi
Humor"Hey, Külkedisi!" diye seslendi ayakkabımın tekini veren çocuk. "İsmini öğrenemeyecek miyim?" "Üzgünüm, Beyaz Atlı Prens. Öğrenemeyeceksin." Sinestezik bir çocukluk aşkı okurken biraz da eğlenmek isteyenleri buraya alalım! 💛