35- "Fala inanma, falsız da kalma."

5.8K 454 137
                                    




-Multimedia, The Score - Miracle

"Evren bak, son kararın mı?" diye sordum okulun kapısının önünde ayrılmadan önce. Konuştuğumuz gibi dersten sonra Görkem'le kütüphaneye gidecektik ve Evren, abimin gazabını da göze alarak tercihini eve gitmekten yana kullanıyordu.

"Kızım gelsem de uyurum ben orada, çok yorgunum." Dedikten sonra yanındaki Yankı'ya yaslandı. "Bak, ayakta duramıyorum daha."

"Ben sensiz nasıl çalışacağım Evrenciğim?" diye bana katıldı Görkem de.

"Lan oğlum bana Evrenciğim deme. Kısmetimi kapatıyorsun."

"En son kısmetini kendi kendine kapatmıştın Gamze'nin abileri var diye. Görkem'in bir suçu yok." Diye düzelttim araya girip.

"Biraz daha bağır da duysun." Dedi etrafına bakınarak. Gamze bahçenin diğer köşesinde, kendi servisinin önündeydi.

"Gamze'yi bırak da şimdi, sen kesin gelmiyor musun?" diye asıl konumuza döndü Görkem.

"Hayır."

"Ders çalışmamız lâzım Evren." Diye ben de vicdanını rahatsız etmek istedim. "Sınava çok az kaldı bak. Eve gidip yatacaksın, benim kütüphanede olduğumu öğrenince abim seni sorgulayacak niye ders çalışmıyorsun diye. Beni niye tek gönderdiğini soracak. Sonra seni annemlere şikâyet edecek-"

"Kızım bir dur be, felaket tellalı gibisin." Diye durdurdu beni Evren. Tek omzundaki çantasını düzeltip yaslandığı Yankı'dan ayrıldı. "Ayrıca seni tek göndermiyorum, yanında Görkem var." Dedikten sonra kaşlarını çatıp Yankı'ya döndü. "Hem sana niye ısrar etmiyorlar? Sen de gitmiyorsun."

"Onun antrenmanı var." Diye açıkladım. "Senin geçerli bir sebebin yok."

"Yorgunum ve uykum var." Diye tek geçerli sebebini sundu. O sırada arkadan Semih Abi'nin seslendiğini duyduk. Servis hareket edecekti az sonra. "Tüh, servis kalkıyor. Tam da gelmeye karar verecektim." Dediğinde gülerek omzuna vurdum.

"Sahtekâr."

"Göbek adım." Dedikten sonra göz kırptı. "Hadi, biz gidelim." Dedi Yankı'ya dönüp.

"Tamam, geliyorum şimdi." Dedi Yankı. Evren bize el sallayıp servise koştuğunda etraftaki kalabalık da servislere dağılmak üzere hareketlenmişti.

"Sizin işiniz ne zaman biter?" diye sordu Yankı bize.

Görkem'e dönüp baktım ama omuz silkerek kararı bana bırakmıştı.

"Bilmem, dokuz gibi biter herhâlde."

"Tamam, beni ararsın çıkmadan önce. Öyle gelirim."

"Sen bir daha uğraşma kütüphaneye kadar, ben tek dönerim."

"Olmaz." Dediler Görkem'le aynı anda. Gözlerimi devirdim ama bir işe yaramayacaktı.

"Yorgun olursun, o yüzden diyorum."

"Sana geleceğim zaman yorulmam, merak etme Külkedisi." Dedi gülümseyerek. "Çıkmadan önce haber ver mutlaka." Daha sonra haber vereceğimden emin olmak için Görkem'e baktı.

"Merak etme." Dedi o da. "Geç kalma, servis bekliyor."

"Tamam, görüşürüz." Dedikten sonra bana dönüp bir adım daha yaklaştı. Okul bahçesi gibi kalabalık ve Evren'in gözünün önü olan yerlerde çok fazla el ele tutuşup sarılma gibi olaylarımız olmuyordu henüz doğal olarak ama bir elini nazikçe saçlarımdan geçirip gülümsedi. "Görüşürüz Külkedisi, dikkat et."

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin