Prens Bars ve bir tabur asker sınıra giderken diğerleri sarayda kalmıştı. Her ne kadar onlarda sınıra gitmek isteselerde kral ve kraliçenin kesin emri oraya gitmemeleriydi.
Mia oflayarak başını oturdukları çardaktaki masaya koydu. Canı çok sıkılıyordu ve bu durum daha çok canının sıkımasına neden oluyordu. Abisi acaba ne yapıyordu şimdi? Acaba durumu çözmüş müydü ya da durum çözülebilecek bir halde miydi? Bu ve bunun gibi birçok soru beynini kemirip duruyordu. Derin bir nefes alıp başını kaldırdığında herkesin sıkıldığını fark etti. Albert ve Saw bir şeyler hakkında konuşuyorlar,İlknur sırtını çardağın ahşap duvarına dayamış ve gözlerini kapatmıştı. Şyan ve Karan ise birbirlerine bulaşmadan öylece sessizce oturuyordu. Bu neredeyse bir ilkti. Eğer onlar birbirlerine sataşmıyorsa morelleri bozuk demekti. Bora ve Lodos ise önlerindeki meyve suyuyla ilgileniyordu. Figen ise daha yeni gelmişti. Çardaktaki boş yere oturduğunda bakışları oflayan Mia'ya döndüğünde göz devirdi. Bu kız niye bu kadar ofluyordu?
"Mia artık bir şey mi yesen? Acıkmadın mı sen?,"dediğinde Mia ablasına döndü.
"Yok hayır acıkmadım."
Karan oturduğu yerden kalkıp Figen'in yanına oturduğunda Figen kalbindeki bu değişime anlam veremedi. Bu konuyu umursamadan Mia'ya bakmaya başladı.
"Hadi ama Mia ablan çok doğru diyor yemek yemen lazım. Yemek yiyemezsen büyüyemezsin,"dedi işaret parmağını Mia'ya doğru uzatıp sallarken. Mia bu harekete göz devirdiğinde yanında hissettiği hareketlilike yan tarafına döndü ve ona gülümseyen Lodos'a baktı. o ona ne zaman böyle baksa Mia'nın kalbi tekliyordu. Bu düşüncelere dalmışken Lodos biraz Mia'ya doğru eğilip burnunu sıktı. Mia ise Lodos'tan uzaklaşıp sahte sinirle ona bakıyordu?
"Hayatım yemek yemen lazım,*dediğinde Mia omuz silkti ve tekrar Lodos'a yaklaştı.
"Aç değilim,"dediğinden Albert onlara döndü.
"Kızı zorlamayın yemek yemek istediği zaman yer."
Dediğinde Mia Albert'e öpücük yollamasıyla Lodos göz devirdi.
"Şu ikisi bir gün beni öldürecekler. 'Arkadaş arkadaşa benzer' derlerdi de inanmazdım. Al bu da kanıtı oldu işte,"diyerek yere baktı. Botlarının bağcığını bağlayıp geriden doğrulduğunda Mia başönı Lodos'un omuzuna koydu.
"Şimdi ne yapacağız? Ben sıkılmaya başladım. Hem Bars ne zaman gelecek?,"diyen Şyan'la Karan ona döndü.
"İlk defa belkide sana katılıyorum. Acaba Bars ne yaptı?,"dediğinde herkes derin bir nefes aldı. Ve bir sessizlik baş gösterdi çardakta. Kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes ne yaplacaklarını düşünüyordu.
"Belki bugün gelir abim. Hem çoktan bastırması gerekmez miydi bu isyanı?,"dediğinde Albert derin bir nefes aldı.
"Bazen isyanları bastırsanda birkaç grup birleşir yine sorunlar çıkarır. Arada bazen böyle olur. Belkide Bars öyle bir durumun içindedir. Hemen kendimizi salmayalım. Bir sakin olalım umarım her şey güzel olur. Kötü düşünüp kötüyü çağırmamak gerek bilirsiniz,"dediğinde Şyan hak verir mırıltılar çıkardı.
"Şu gelen bir asker mi?"dedi Figen ellerini gözlerine siper edip ötedeki kişiye bakarak. Karan gözlerini kısıp baktığında ayağa kalktı.
"Evet bu bir asker ve bakılırsa telaşlı. Negatif duygular hissediyorum,"dediğinde Mia dudaklarını dişleyip o da Karan gibi ayağa kalktı. Ya abisine bir şey olursa? Ya ona bir şey olduysa geri döndürülemez bir şeyler...
Omuzunda hissettiği elle arkasını döndü. Lodos ona destek verircesine gülümsüyordu.
"İyi olacak. Eminim başka bir şeydir şimdi sakin ol olur mu?,"dediğinde Mia başıyla onu onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...