Herkes masanın başında toplanmış anlattıkları dinliyordu her şey bittiğinde Lodos elini kaldırıp bana baktı. Ona 'söyle' dercesine baktığımda konuşmaya başladı.
"Her şey çok güzel ama neden Çöl Bölgesi?"
Elimdeki uzun çubuğu masaya bırakıp oturduğum sandalyede dikleştim.
"Çünkü bizden sonra en iyi ordu Yılanara ait. Bize yardım etmelerini rica edeceğiz,"dediğimde İlknur konuşmaya başladı.
"Onlarda zaten bize 'her türlü yardım edeceklerine ' söz vermişlerdi. Tamam o zaman konu bu kadar,"dediğinde başımı salladım. Bizimkilerde bir sessizlik yükseldi. Saye burada değildi ve bizzat ben gelmesini istememiştim. Onun babam ve annemle konuşması gerekenler olduğunu duyduğumda gelmemesini ve onlarla konuşması gerektiğini söylemiştim. O da kabul etti.
Ablam oturduğu yerden kalkarken kollarını iki yana açtı.
"Her şeyi anladım da peki şimdi ne olacak?,"dediğinde herkes tekrar bir sessizliğe gömülmüştü. Masanın üstüne bıraktığım çubuğu alarak masada serili olan haritaya bakarak bir noktayı gösterdin. Bu harita Saklı Krallık'ın haritasıydı ve gösterdiğin yerde Çöl Bölgesiydi.
"Biz buraya gideriz. Birkaçımız da abimin yanına, sınır köyüne. Geride kalan beş generalide birliklerinin başına koyarız. Tüm orduyu yönetecek olan annem. Biz Çöl bölgesinden destekle geldiğimizde ana orduya katılırız. Sonra savaşın gidişatına göre diğer planları devreye sokarız,"dediğimde hepsinden onay sesi geldi.
"O zaman ben yarın tekrar saraya yola çıkıyorum. Annemleri babamları uyarmalıyım. Savaş içinde bir hazırlık yapmalılar,"diyen Şyan'ı ile başımla onu onayladım.
"Saw sen de haber ver."dediğimde Saw basıyla onayladı.
"Zaten ben bugün akşam çıkacaktım,"dediğinde masaya bakmaya başladım.
"Ben abime bir mektup daha yazmalıyım. Ardından diğer krallıklara. Savaşın artık başlamak üzere ve hatta başladığına dair. Ve...,"diyerek bizimkilere döndüm. Onlarda bana merakla bakıyorlardı
"Lord Bunha... ona dikkat edin. Ne olur ne olmaz,"dediğimde Lodos başıyla onayladı.
"O iş ben de,"dedi İlknur.
Yavaşça oturduğum yerden kalktığımda diğerleride kalktı.
"Hado gidin uyuyun. Yarın işlerimiz çok,"dediğimde herkes başını olumlu anlamda sallayıp 'iyi geceler' diledikten sonra dışarıya çıktılar. Şimdi odada bir ben bir de Lodos vardı.
Hadi bakalım Mia efemdi şimdi kaç bakalım!
Kaç gündür ondan kaçıyordum ve bunu o da fark etti. Onunla yüzleşmek istemiyordum.
"Mia kaç gündür benden kaçtığını hissediyorum."
Doğru hissediyorsun senden kaçıyorum!
"Neden konuşmuyorsun?,"deyip elime uzandığında elimi çekip elimdeki çubuğu masaya koydum.
"Kaçtığım falan yok sen yanlış anlamışsındır,"deyip umursamazca haritayı katlarken kolumdan tutulup çekilmem bir oldu.
"Bana bak Mia neden benden kaçmaya çalışıyorsun? Ne yaptım ben sana?,"dediğinde dolan gözlerimi saklamak amacıyla başımı yere eğdim.
"Yok bir şey,"dediğimde elini nazikçe çeneme koyup başımı kaldırdı.
"Var bir şey,"dediğinde tambir şey diyecektim ki çalan kapı ve ardından iceriye girip konuşan Saye ile ondan ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...