Saklı Krallık 2👑

Antlaşma.

İçerideki gerginlik  elle tutulur cinstendi. Sıkıntıyla iç çekip ahşaptan yapılmış sandalyelerden birine oturdum. Efendi Alcant,Kağan,İlknur ve buraya geldiğimde tanıştığım o vampir yani Lonsan'da buradaydı. En  çok beni şaşırtan şey Lonsan'ın burada olmasıydı. 

Hepimiz yuvarlak masada otururken gerilim dahada artıyordu. Gitgide tırmanan bu gerginliğe bir son vermek istercesine temizledim boğazımı.

"Efendi Alcant beni çağırmışsınız,"dediğimde başıyla onayladığında kapı açıldı.

"Efendi Alcant,"deyip durdu Lodos. Gözleri Lonsan'da takılı kalmıştı. Lonsan'ın kaşları havalanırken arkadan gelen abim Lodos'un omuzuna elini koydu ve 'hadi'dercesine masayı işaret etti. Birkaç adımda yanımıza ulaşan abimle Lodos boş sandalyelere oturduğunda Efendi Alcant'ın sesiyle ona döndük.

"Evet hepiniz geldiyseniz,"deyip herbirimize tek tek bakıp en son ben de durdu bakışları. 

"Konuya başlayalım.  Konumuz Gölge Taşları. Hepimizin efsane olarak bildiği lakin aslında gerçek olan ve ulaşılması neredeyse imkansızla eş değer olan o taşlar,"dediğinde durdu. Tekrar gözleri hepimizde dolaştı. Tepkilerimizi ölçer gibi bir hali vardı.

"Şimdi merak ettiğiniz bir diğer soru ise; Lonsan'ın neden burada olduğu öyle değil mi?"

Efendi Alcant'ın dedikleriyle  başımızı olumlu anlamda salladık. Ellerini masada birleştirip konuşmaya başladı Efendi Alcant.

"Lonsan Rad'in ikinci  kuşaktan torunu oluyor. Gölge taşının yerini bilen birkaç vampirden biriydi Rad,"dediğinde kapı bir kere daha çaldı. 

"Bu kim? Başka birini mi bekliyorsunuz?"

Kağan'ın dediğiyle Efendi Alcant olumsuz anlamda salladı başını.

"Hayır bu kadar işiyle konuşacaktım konuyu. Diğerleri dışarıda tetikte bekleyeceklerdi ve kusura bakmayın ben Saye'ye  güvenmiyorum,"dediğinde Lonsan ve ben hariç diğerleride olumlu anlamda başını salladı.

"Nasıl ya? Neden güvenmiyorsunuz? O hatalarından çok pişman ve özür diledi hepimizden,"dediğimde İlknur cıkladı.

"Onun dilediği özür geçmişte yaptıklarını değiştirmez Mia. Senin yüreğin gerçekten çok temiz bak bu gerçekten çok güzel bir şey. Ama Mia herkesi kendin gibi görmeyi kes. O Saye. O asla değişmez,sadece öyle rol yapar,"dediğinde aklıma ağladı o sahneler gelmişti. 

Kalbim onun değiştiğine inanıyor beynim 'biraz daha zaman ver' diyordu.  Ama her insan eninde sonunda değişmez miydi? Kötü bir insan iyi olmaz mıydı? Ya da iyi bir insan kötü?

Bunu insanlar değilse zaman içerisinde yaşadıkları şeyler değiştirmez miydi? 

"Sen!"

Kağan'ın sesiyle bakışlarımız kapıya döndü. Bu... 

Oturduğum yerde dikleştim. 

"Herkese merhaba,"dedi ve gözleri benim gözlerimde takılı kaldı. 

"Loren ne işin var senin burada?"

Diyen Lonsan ile ismini öğrenmiş oldum bu yeşil gözlü vampirin.

"Şef beni buraya yolladı Lonsan. Gölge taşları ile ilgili bir şeyler konuşulacağını ve seninde burada olacağını söyledi,"dediğinde boşta kalan son sandalyeyede o oturdu. 

"Tamam o zaman başlayalım. Öncelikle şu haritada olan üç yerden başlayacağız,"diyen Efendi Alcant masanın üstüne sararmış bir kağıt serdi. Turuncuyla işaretlenmiş üç yere bakarken Lonsan konuşmaya dahil oldu.