Yer Altının Kalbi.👑

2K 247 75
                                    

İçerideki derin sessizlik ve kasvet odaya yayılmıştı. Kimseden çıt çıkmazken İlknur sesli bir şekilde nefesini verdi. Bu boğucu odada oturmaktan hayli sıkılmışa benziyordu. Birde Mia'nın akibetini bilmemek tam anlamıyla canını sıkıyordu. Sırtındaki kılıcın olduğu yere baktı,boştu. Askerler zindana atmadan önce onların tüm silahlarını almıştı. Silahsız İlknur kendini çok boş hissediyordu. Kılıcı artık onun kolu bacağı gibi bir uzuvu olmuştu. Ve onsuz eksik hissediyordu. Derin bir nefes alıp verdi İlknur. 

Odada yukarıda bulunan bir tepe camı vardı. Ne çok büyük ne çok küçük. Oradan içeriye biraz gün ışığı süzülüyordu. Demekki yüzeye yakın bir odaydı burası. Odanın geri kalan aydınlatması ise; ayrı ayrı yerlere koyulmuş kocaman mumlarla sağlanıyordu. 

"Burası fazla soğuk gibi. Sizce?,"diyen Karan ellerini birbirine sürtüp avucuna üfledi.

"Sen titriyor musun?,"diyen Bars Karan'a doğru ilerleyip elini Karan'ın alnına bastırdı. Yanıyordu.

"Hay aksi,"diye endişeyle mırıldanan Bars ile ekip üyeleri ayaklandı. 

Lodos Karan'a baktı. Beti benzi atmış bembeyaz kesilmişti.  Tir tir titriyordu. 

"Soğuk mu aldın? Doğru zindanların olduğu kat soğuktu. Gel şöyle bana tutun seni bir yere oturtalım,"diyen LodosKaran'ın kolunu omuzuna attı diğer eliylede belini tutup köşede duran sandalyelere doğru ilerlemeye başladı. 

İlknur'da onları takip etmeye başladı. Karan'ı sandalyeye oturttuklarında hemen yanına İlknur geldi. Mia'yı iyileştirmelerine fırsat bile vermemişlerdi. Sonradan iki muhafız birbiriyle konuşurken Mia'nın durumu buranın havasını kaldıramaması olduğunu öğrendi. 

Figen'de ilk başlarda kötüleşmişti. Ama ona yaptığı müdahale sayesinde birazda olsa kendine gelmiş,ve zamanla bünyesi buraya alışmıştı. Onlar Dünya'dan geldikleri için buranın havası ona ağır gelebilirdi. Yer altının havası bazı Saklı Krallık'ta yaşayan insanlar bile burada  zar zor nefes alıyorken onlar Dünya'dan gelmişti. Buraya alışmaları zor olmuş olmalıydı. 

İlknur elini tam Karan'ın alnına koymuştuki kapı iki yana hızla açıldı ve içeriye mutlulukla konuşan Mia girdi.

"Ben geldim ve hepinizi özledim."

Tam o an da Mia'nın mutlulukla parıldayan gözleri karardı. Gözleri Karan'da takılı kalmışken arkasından ablası ve Yılan prens girdiğinde Karan dahi herkes şaşırmıştı. 

"Sen... sana ne oldu böyle? Aman ALLAH'ım. Karan iyi misin?,"diye ona doğru koştu Mia. 

Karan gülümsemeye çalışıyordu ama pek beceremiyordu. Canı çok yanıyordu. Konuşmaya bile takati yok gibiydi. 

"Ben... ben iyi-iyiyim Mia,"deyip öksürdüğünde Mia korluyla ona baktı. 

"Tamam tamam sen konuşma,"deyip İlknur'a döndü. 

" Ne oldu ona? Neden beti benzi atmış?,"dediğinde İlknur Karan'a baktı.

"Ya da sen benim sorularımı boşver İlknur. Onu iyileştirebiliyorsan iyileştir,"dedi ve Karan'a döndü Mia. 

Figen endişeyle olup biteni izleyen kardeşine baktı. Ardından yanına gidip kolunu tuttu. 

"Endişelenme o iyi olacak,"dediğinde Karan'ı müsait bir yere uzanmasına yardımcı olmuşlardı. İlknur başına geçip yere oturdu ve elini Karan'ın alnına koyduğunda Lodos Mia'nın yanına gelip onu kendisine çekti. 

"O iyi olacak. Onun için endişelenme. ALLAH'ım,"deyip Mia'yı kendinden uzaklaştırdı. Kollarını Mia'nın omuzlarına koyup onu incelediğinde Mia kaşlarını kaldırmış Lodos'a bakıyordu.

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin