Lodos'un dedikleri aklımı karıştırsada şu an bunları düşünmek istemiyordum. Şu an öncelik Bora ve Lodos'u sakinleştirmekti.
"Mia geri çekil,"diyen Lodos'a bakıp onu umursamadan arkasından çıkıp tam ortalarına geçtim.
"Bana bakın buraya kavga etmeye gelmedik. Şimdi,"deyip üçünede baktım ve konuşmaya devam ettim.
"Herkes yerine otursun derhal."
Bu ani çıkışımla odadaki herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Onlara elimle koltukları gösterdiğimde Lodos ve Bora kılıçlarını kınına sokmuşlardı. Hayır bir vampire kılıçla ne yapabilirsinki?
Herkes yerine geçip oturduklarında derince bir nefes verdim ve efendi Alcant'a baktım o ise zaten bana bakıyordu.
"Demek bir vampirsiniz ve büyü ile uğraşıyorsunuz ama anlayamadığım bir şey var efendi Alcant,"dediğimde kaşlarını çatıp bana baktı.
"O nedir Prenses Mia?,"dediğinde elimi enseme atıp ona baktım. Bu nasıl söylenirdiki şimdi?
"Neden saklanıyorsunuz? Yani size korkak falan demek istemiyorum yanlış anlamayın ama yani neden? Yani sonuçta Saklı Krallık'tasınız. Burada havayı,suyu,ateşi kontrol edenler var ne bileyim uçabilenler var. Yani bunların hepsi çok,çok tuhaf şeyler. Burada sizin vampir olup olmadığınız neyi değiştirir?,"dediğimde koltukta dikleşip ellerini kucağında birleştirdi.
"Çok şey değiştirir,"diye öfkeyle konuşan Lodos'a baktım.
"Burada vampirler hoş karşılanmaz,"dediğinde Bora alay dolu bir kahkaha attığında ona döndüm.
"Hoş karşılanmaz mı Alcant? Siz Saklı Krallık'ın tarihinin kara lekesisiniz! Hoş karşılanmaz diyor birde,"deyip tekrar güldüğünde kaşlarımı çattım. Bu Bora olamazdı! Bora asla kimseyi bu şekilde aşağılamazdı!
"Bora kendine gel,"dedim sakince. Bana bakıp alayla sırıttı.
"Hadi ya niyeymiş? Şu kan emiciyi mi koruyorsun sen?,"dediğinde sinirle ona döndüm.
"Kendine gel Bora!"
Bora bana sinirle bakıp arkasına yaslandı. Derin bir nefes alıp Efendi Alcant'a baktığımda onun yine bana baktığını farkettim.
"Çok tuhaf,"dediğinde kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.
"Ne çok tuhaf Efendi Alcant?"
"Okuyamıyorum düşüncelerini. Bariyer varmış gibi zihninin etrafında,"dediğinde kaşlarımı çattım. Zihnimi mi okumaya çalışıyordu yani?
"Niye onun zihnini okumaya çalışıyorsunuz siz?,"diyen Şyan ile Efendi Alcant konuşmak için dudaklarını araladı.
"Normalde biz vampirleri... seven pek olmaz. Bizi gördükleri yerde öldürmek isterler,"dediğinde Lodos alayla konuştu.
"Ve haklılarda zaten,"dediğinde gözlerimi devirdim.
"Sen farklısın. Senin enerjin çok farklı,"dediğinde ona bakıyordum öylece. O ara zihnimde oluşan ses ile gözlerimi kocaman açtım.
"Siz... Kraliçe için mi çalışıyorsunuz?,"dediğimde gerildi. Çenesi gerilmişti ve oturduğu yerde dikleşti tekrar.
"Kraliçe Minra mı?,"deyip ayağa kalkan Lodos sinirle Alcant'a bakarken ayağa kalkıp elinden tutup oturttum onu yerine tekrardan.
"Kraliçenin dediğinden daha zekiymişsin,"dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Aslında,"deyip durdu onu durduran benim konuşmamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...