Saraydaki huzursuz hava dalga dalga yayılıyordu. Çocukların göreve çıkmasının üzerine altı gün geçmişti ama hâlâ bir ses,bir haber gelmemişti. Kraliçe Enva sarayın boş koridorunda arkasındaki adamlarıyla taht odasına doğru ilerlerken yanındaki danışmanının ona anlattıklarını dinlemiyor,çocukları düşünüyordu.
Taht odasının önüne geldiklerinde eşini gördü ve tebessüm etti. Eşide ona tebessüm ettiğinde kapı çoktan açılmıştı muhafızlar sayesinde.
Kraliçe ve Kral içeriye girdiklerinde karşılarında gördükleri kişiyle kalakaldılar.
"Sonunda teşrif edebildiniz majeste,"diyen ablasına baktı Enva. Kraliçe Minra'nın yüzündeki sırıtışla ona bakarken Kraliçe Enva ona saldırmamak için kendini zor tutuyordu.
"Ablana sarılmayacak mısın?,"deyip kahkaha attığında Enva saldırmak için tam hareket ediyorduki Kral Kutsu karısının elini tuttu. Kraliçe Enva ona bakarken başını olumsuz anlamda sallayıp Minra'ya döndü.
"Ne istiyorsun Minra?,"diye sertçe sorduğunda Minra Kral Kutsu'ya baktı.
"İstediklerim açık Cenk ah pardon Kutsu. Benim isteklerim hep açıktı. Kartlarım her an açıktı benim,"deyip tahta baktı ve sonra onlara döndü. Kraliçe Minra yıllardır kalbinde büyüttüğü bu nefreti bugün burada kusup rahatlayacaktı. Ya da belkide rahatlamayacak ve daha da hırslanacaktı.
"Sen... her şeyimi elimden aldın Enva. Her şeyimi! Teker teker benim olan ne varsa kondun üstüne,"dedi sinirle. Ardından ellerini saçlarından geçirip öfkeden yanan gözlerini kardeşinin kahve gözlerine çıkardı. Mia tıpkı annesine benziyordu. Tıpkı Saye gibi. Saye'de teyzesine benzerdi. Aklına kızı gelen Kraliçe Minra'nın gözleri dolmuştu.
Kraliçe Enva ablasının gözlerinin dolmasıyla şaşkınca ona baktı.
"Sen...,"deyip durdu Enva. Bir şey diyemedi.
"Senin yüzünden hayatım mahvoldu. Şimdide kızın... buna izin vermeyeceğim biliyorsun değil mi Enva? Kızının başarmasına izin vermeyeceğim! O başaramayacak ve hepiniz benim önümde eğileceksiniz,"dediğinde Kraliçe Enva sinirle ablasına doğru ilerledi.
"Bu asla olmayacak anlıyor musun beni Minra? Buna kızımın ve arkadaşlarının yenilmesine asla izin vermeyeceğim,"dediğinde Minra kahkaha attı.
"Kimsinki sen? Senin gücün beni alaşağı etmeye yetmez,"dediğinde Kraliçe Enva gülümsedi.
"Belki ben değil ama benim varisim kesinlikle seni yenecek Minra. Bunu hissediyorsunki,"deyip ablasının etrafında bir tur atıp tam önünde durdu Kraliçe Enva. Yüzündeki gülümsemeyle ablasının gözlerinin içine baktı.
"Buraya gelip ahkam kesmeye çalışıyorsun. Ne acı! Yenileceğini dünden bilip buraya gelip kendini üstün gösterme çabaların. Ah cidden şen kazanacağını falan mı düşünüyorsun Minra?,"demişti.
Kraliçe Enva'nın sözleri Minra'yı çıldırtmaya yetmişti. Kraliçe Enva'nın boğazını tutup onu havaya kaldırırken onlara doğru koşan Kutsu'yu oluşturduğu hava akımı sayesinde duvara çarpmıştı.
"Ne dedin sen sevgili kardeşim?,"dediğinde Enva Minra'nın elini çekmeye çalışıyordu. Elini çekemeyince karnına sağlam bir tekme atmasıyla ablası iki metre savruldu ve yere düştü. Kraliçe Enva Minra'ya doğru elini uzatıp onu havaya kaldırmasıyla Minra çırpınsada kurtulamıyordu. Her ne kadar kardeşinin gücünü azımsada Enva çok güçlüydü ve onun bu gücünü yediremiyordu kendine.
Kraliçe Enva ablasını duvara çarptığında Kutsu düştüğü yerden kalkıp Enva'nın kolunu tutunca Enva ona döndü. Gözlerindeki o öfkeyi çok iyi görüyordu Kutsu ve bu öfkede kurtulmasa hem kendine hemde Minra'ya zarar vereceğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...