Gölge Sarayının ön bahçesinde durmuş çiçekleri izleyen Saw'ın bakışları kulağını dolduran babasının sesiyle babasını bulmuştu. Babasının yanında kendini görünce gülümsedi. On yaşında ya vardı ya yoktu. Elindeki siyah kapaklı kalın kitabın sayfalarını karıştırıyordu.
"Saw oğlum."
Babasının sesiyle kitaptaki bakışları babasını buldu.
"Efendim baba."
Prens Saw, babası ve küçük Saw'a doğru yavaş adımlarla yürürken tam karşısında beliren beyaz saçlı canavarla bir adım geri giden Saw korku dolu gözlerle karşısındaki canavara baktı.
"Prens Saw. Nasılsınız Majeste?"deyip kahkaha atan tek gözlü canavarla içi ürperdi.
"Kahkaha atmazsanız daha iyi olacağım,"diyen Saw ile canavar tek kaşını şaşkınlıkla havaya kaldırdı. Zaten tek kaşı vardı.
Bu haliyle bile ürkütücüydü. Saw'ın bu düşüncelerden sıyrılmasına yardım eden küçük Saw'ın konuşmasıydı.
"Ama baba ben arkadaş edinmek istemiyorum,"dediğinde Saw acıyla yutkundu.
Çocukluğu Saw için hatırlamak istemediği bir zaman dilimiydi. Akranları neşeyle dışarıda koşup oynarken Saw odasının penceresinde sarayın dışında oynayan çocukları izlerdi. O zamanlar ağızda acı bir tat bırakan yemek misali acı ve tatsızdı.
Bakışlarını minik Saw'a çevirdi. Kitaba sarılıp öylece babası ve adamlarının arkasından bakıyordu.
"Yalnız... zor olmalı değil mi?"
Yanındaki canavar kollarını göğsünün altında bağlamıştı ve keyifle gülümsüyordu.
Buna aldırmadan kendine bakmaya devam etti. Ve o an anıları film şeridi gibi geçti gözünün önünden Saw'ın.
"O kötü bir çocuk."
"Kendini akıllı mı sanıyor?"
"Kraliyet ailesinden diye bizimle oynayamazsın. Senin yüzünden hapise atılmak istemiyoruz."
"Prens olabilir ama o bir zavallı."
"Şuna bakın ağlıyor gerçek bir kaybeden."
Elleriyle kulaklarını kapatsada duymaya devam ediyordu Saw. Birçok kez arkadaş olmak istemişti ama her defasında dışlanmış ve hor görülmüştü. Bir müddet sonra ise arkadaş edinmek için uğraşmamış, onu hor gören insanları hor görmeye başlamıştı.
Saw bir anda kendini taht odasında bulmuş yan tarafındaki canavar ise keyifle sırıtıyordu.
Onun acizliği canavarı keyiflendiriyordu. Zayıf insanlar her zaman korkularına yenilirdi ve bugün canavarın midesi Saw'ın ruhuyla doyacak gibiydi.
Prens Saw gördüğü manzara karşısında ellerini yumruk yapmıştı.
Birçok kişi küçük Saw'ın etrafında toplanmış onu gösterip fısıldaşıyor ve gülüşüyorlardı. Saw sinirle yumruklarını daha fazla sıktı. İçindeki öfke kabarıyor ve taşmak için yer arıyordu.
"İşte sen busun aciz bir prenscik,"diyen canavar neşeyle sırıttı. Saw ise bu sözler üzerine içindeki öfke anında çaresizlik adı verilen o duygu aldığında yaptığı yumruklar yavaşça çözülüp iki tarafına düştü elleri.
"Zayıf olduğun için Saw,"deyip Saw'ın arkasına geçen canavar ellerini Saw'ın omuzuna koymuş ve başını Saw'ın yüzünü görmek için öne uzatmıştı. Saw'ın yüzündeki o çaresizlik ve gözlerindeki korku pırıltıları canavarın dahada güçlenmesini sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasia❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...