Lodos'un ağzından;
Gözlerimi kırpmadan beyaz tavana bakıyordum. Uyuyamıyordum aklımdaki düşünceler beni yiyip bitiriyordu. Sıkıntıyla nefes laıp verdim ve yattığım yerde doğrulup elimi saçımdan geçirdim. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu hiç anlamıyordum. Çalan kapıyla 'gir'dedim.
İçeriye giren Bora ile tebessüm ettim. Kapıyı kapatıp az ilerimdeki sandalyeye oturdu.
"Uyumadın mı sen?,"dediğinde ona baktım. Nereden anlamıştı?
"Yok ya uyudum daha yeni kalktım,"dediğimde alaylı bir ifade belirdi yüzünde.
"Hadi ama Lodos. Çocukluğumuz seninle geçti neredeyse. Taki sen Kraliçe Minra'nın yanına bende Dünya'ya gidene kadar. Seni iyi tanıyorum dostum. Her ne kadar ilk gördüğümde çıkaramasamda seni hareketlerini,düşüncelerini tanıyorum. Görüşünü unutsam bile düşüncelerini,seni sen yapan hareketlerini unutamam karanlığın lordu,"dediğinde gülümsedim.
"Mia. Aklımı karıştırıyor. Ona son zamanlarda ne oluyor? Ne yapmaya çalışıyor cidden bilmiyorum. O... o garip davranıyor Bora,"dediğimde sandalyede dikleşti ve giydiği siyah kumaş pantolonun üstündeki tozları bir eliyle silkeledi.
"Mia eski haline dönüyor Lodos,"dedi kısık bir sesle. Yüzünde buruk bir tebessüm ile bana bakıyordu.
"Ne demek eski haline dönüyor Bora?,"dediğimde ayağa kalkıp pencereye doğru ilerledi. Sanki oksijen yetmiyor gibiydi pencereyi açıp hafifçe pencereden aşağı sarkıttı kendini ve derin bir nefes alıp verdi.
"Şu demek Lodos. Mia asla insanlara zarar vermek istemez. Kimse ağlasın istemez. Kim olursa olsun herkese yardım eder. Saye intihar edeceği zaman Mia onu tanımadan ona yardım etmeye çalıştı. Üstelik Saye onu ittiği için başını çarpmıştı ve bilinci kapandı kapanacaktı. Buna rağmen o kendini değil onu düşündü,"deyip pencereye yaslandı ve ellerini pantolonun cebine sokup başını yere eğdi.
"Mia her zaman böyleydi. Sadece... önceden daha şeydi... agresif,"dedi ve derin bir nefes alıp kapattı gözlerini.
"Mia sinirlendiğinde gözü kimseyi görmez. Neyi istiyorsa onu almak için her şeyi yapar. Ve Mia yavaş yavaş sinirleniyor Lodos. Onun bu kadar sakin ve sessiz durduğuna bakma. Ne zamandır korkuyla bu anı bekliyordum ben,"deyip gözlerini açtı ve bana baktı. Dediklerinden bir şey anlamıyordum. Ne demeye çalışıyordu? Yani şimdi Mia eski Mia değil miydi?
"Ondaki bu sessizlik kardeşim fırtına öncesi sessizlik sadece. Teyzesinin yaptıkları ona ağır geliyor. Düşünsene teyzen seni öz yeğenini öldürmeye çalışıyor. Ailene zarar vermeye çalışıyor. Ya da diğer masum insanlara... Kraliçe Minra'yı en iyi sen tanıyorsun Lodos,"dediğinde derin bir nefes aldım.
Doğruydu. Kraliçe Minra Saye'den sonra olduğundan daha çok gaddar ve zalim olmuştu. Kraliçe Minra önceden böyle değildi. İnsanlara bağırır çağırırdı evet bazen cezalarda verirdi ama bugüne kadar tek bir masumun canını almamıştı. Ne olduysa Saye gittikten sonra olmuştu.
Kapı tekrar çaldığında kapıya döndü ikimizinde bakışları kapıyı açıp içeriye giren kişi Karan'dı.
"Hadi aşağıya yemeğe,"dediğinde ayağa kalkıp Bora'ya döndüm.
"Sen git dostum ben bir Mia'ya bakayım uyanmış mı?,"dediğimde gülümsedi. Elini omuzuma koyup dostça sıkıp Karan'la birlikte zemin kattaki yemek salonuna inmek için merdivenlere yöneldiler. Ben de karşıdaki Mia'nın odasına doğru yöneldim.
Onunla neredeyse hiç zaman geçiremiyorduk. Çünkü her şey birbirine girmişti. Sürekli bir şeyler oluyordu ve biz vakit geçiremiyorduk. Ne kadar vakit geçiremesekte onun o güzel kalbinin bana ait olması bile bana yeterdi. O kalbinin benim için atması bile o kadar güzel bir duyguyduki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...