Gerçekler /Part 2/

1.2K 126 40
                                    

Tüm çığlıklarım senken şimdilerde susmalarım oldun.

Gerçeklerin gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır. Çok tehlikeli bir huy. Tabii bazıları için. Sen ya da siz gerçeği ne kadar gömmeye çalışırsanız çalışın o gömüldüğü yerden çıkmanın bir yolunu bulur. Tüm gerçekliğiyle tüm açıklığıyla vurur insanların yüzüne. Bu güne kadar gerçekleri kim tam anlamıyla saklayabilmiş ki? Bir ucu da olsa gün yüzüne çıkmamış mı? İnsanların aklına şüphe kırıntıları dökülmemiş mi? Kaç dudağın,kaç  ağızdan dökülmüş 'acaba?' kelimesi?

Prenses Fayle derin bir nefes aldı. Geçmişini şöyle bir göz geçirdi zihninde. Acı verici bir geçmişti. Sanki yüzlerce bıçak vücuduna batıyordu hatırladıkça.

Gözlerini masanın üstündeki bir hayali noktaya dikmiş öylece duruyordu.

"Bu benim için biraz karanlık,özür dilerim,"dedi fısıltıyla. Sesindeki ton Mia'nın kalbini bin parçaya bölmüştü.  'Ah' diyerek başını kaldırdı prenses Fayle. Bu bir yakınma şekliydi. Bir elini saçına götürmüş bir iki defa kaşımıştı.

"Olaylar böyle gelişirken ben ise ne yapacağımı düşünüp duruyordum. Zaman hızla geçiyor ama benim  elimden bir şey gelmiyordu. Ne yapabileceğimi gözden geçirip duruyordum ve bu artık beni zorluyordu. Kocamı,yani eski kocamı, birkaç asker gönderip tutuklattırdım ve sürgüne uymama cezası yüzünden zindana attırdım. Oğlum için şu an endişelenmeme gerek yoktu. Mia için arama ekibinin sınırlarını genişlettim. Bilirsiniz Saklı Krallık halkı kraliyet ailesi,yüksek brokratlar ve izinli birkaç kişi,ve o an kralın veya kraliçenin izin verdiği kişiler Dünya'ya girip çıkabiliyordu. Onlarla,yani insanlarla,bizim aramızda bir perde var,bir koruyucu bariyer. Buradan sadece izinliler geçebilir,"dediğinde bakışları tekrar masadaki hayali noktaya odaklandı.

"Ben de bir prenses olduğum için istediğim gibi girip çıkma iznine sahiptim. Mia'nın yetimhanede olduğunu haber aldığımda neredeyse tüm Dünya'daki yetimhaneleri araştırıyordum,"dediğinde gülümsedi ve omuz silkti.

Tüm herkes onu detaylıca dinliyordu. Her bir ayrıntıyı yakalamak için adeta prensesin ağzına bakıyorlardı.

"Yani siz majesteleri tüm yetimhaneleri gezdiniz öyle mi?,"dedi Bora. Sesinde ki şaşkınlık elle tutulur cinstendi. Albert sırtını sandalyeye yasladı ve şaşkınlıkla 'hıh'ladı. 'Bu çok uzun sürmüştür.' diye geçirdi içinden.

"Peki ya sonra? Sonra ne oldu?,"dedi Saw.

"Dünya çok büyüktü. Gerçekten büyük bir gezegen. Birçok ülke var. Mia'nın yetimhaneye getirilmesiyle sorumlu olan kişinin aradan uzun zaman geçtiği için sihir izinide takip edemiyordum. Düşündüm. Saatlerce kafa patlattım. Nerede olabilir? Bu çok karmaşıktı. Bu sırada ablam yine sınır köyüne akınlar düzenliyor köylü halkı korkutuyordu. Bu durumdan gına gelmişti. Biz püskürttükçe sanki intikam almak istercesine tekrar geliyorlardı. Bu durumla ilgilenmek için bizzat ben gittim köye. Orada karargâhta bir müddet kaldım  ve bu sırada oğluma ablam,Enva bakıyordu. Akınları durdurmak bu sefer bizi biraz zorlamıştı çünkü gölgelerde katılmıştı ve askerlerimiz...onlarla savaşmak için pek fazla eğitimli değillerdi. Öncelerden gölgeler fazla bir şeye karışmazlardı,bir köşeye çekilir kendi hayatlarıyla ilgilenirdi. Ama ablamdan sonra ülke durumuna karışmaya,insanları zarara uğratmaya başlamışlardı."

"Yani teyzemden sonra bu tür işlere kalmışmaya başladılar?,"diye sordu Mia.

Saw gözlerini Mia'ya dikti ve konuşmaya basladı.

"Evet... daha önceleri Layla ablam anlatmıştı kendi halinde yaşayan bir milletmişiz fazla kişiye bulaşmaz,kendi işlerimizi halleder kendimizi geliştirirmişiz. Fazla misafirimiz yokmuş çünkü bizden korkarlarmış. Pek gün yüzüne çıkmadığımız ve hakkımızda birkaç söylentiden başka bir şey bilinmediği içinmiş bu korku. Yani bana Layla ablam anlatıyordu."

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin