Kendimle Savaşım...👑

3.5K 379 65
                                    

Kapının içinden geçeli neredeyse beş dakika olmuştu ve ben beş dakikadır karanlığı avucumda oluşturduğum ateş topuyla aydınlatarak ilerliyordum. Hiçbir şey yoktu. Sanki bir hiçlikti ve ben attığım her adımda hiçliğe biraz daha yaklaşıyordum.

Sağ tarafımdan gelen seslerle oraya döndüğümde karanlık birden dağıldı ve etraf aydınlandı. Bunu fırsat bilerek avucumdaki alevi kaybettiğimde gördüklerimle kaşlarım çatıldı. Burasıda neresiydi böyle?

Her yer yerle bir olmuş,bazı yerler yanıyordu. Ve yerde...

Aman ALLAH'ım ne olmuştu böyle? Bu... bu insanlar nasıl?

Kararan gözlerimi kapatıp sağ elimi başıma götürdüm. Her yerde kan vardı ve insanlar...parçalanmıştı. Bu vahşeti kim yapardı?

Gözlerimi açıp titreyen bedenime aldırmadan cesetlerin arasında yürümeye başladım. Etrafta yanık kokusu vardı ve insanın genzini yakıyordu.

Birkaç metre ötemde bana arkası dönük biri vardı. Saçları uzun ve sarı bir elbise giyiyordu. Saçları rüzgarda bir sağa bir sola savruluyordu. Belki o bir şey biliyordur diye ona doğru ilerlemeye başladım. 

Elimi omuzuna koyduğumda yavaşça bana döndü. Onun tamamen bana dönmesiyle beynimden vurulmuşa döndüm ve omuzundaki elimi ateşe değmişçesine hızlı çektim. 

Yüzündeki gülümsemeyle dahada korkup bir adım geri gittim. 

"Yüzündeki bu korku... tarif edilemez,"deyip gülen kendime baktım. Evet orada öylece durup bekleyen kişi bendim. Hayır değildim. Belkide sadece bir yanılsama. Mia unutma bunların hiçbiri gerçek değil.

Kaşlarımı çatıp kendime bakarken o ise alayla sırıtıp kollarını göğsünde birleştirdi.

O sadece bir hayal...

"Neden geldin buraya? Haa anladım ben,"deyip ellerini arkasında birleştirip etrafımda dolaşmaya başladı ağır adımlarla.

"Eserini görmek için geldin öyle değil mi?,"dediğindekaşlarım çatıldı.

Ne eserini görmeye gelmiştim ben? Ne eserinden bahsediyordu bu?

"Bak! Etrafına bak! Orada ağlayan kadına,şurada evi yanan ve oğlunu,karısını kaybetmiş adama bak! Baksana Mia,"diyip eliyle çenemi tuttu ve bana dedikleri o kişileri gösterdi. Elini çenemden çekip sinirle konuşmaya başladı.

"Bak gör bunlar senin eserin! Senin aldığın saçma kararların eseri! Aldığın o karar Mia,o karar Saklı Krallık'ı maffetti. Hayır,aslında sen mahvettin,"dediğinde dolan gözlerimle etrafa bakmaya başladım.

Çığlıklar etrafda dalga dalga yayılırken,yanık kokusu her yere sinmişti. Yerdeki cesetlerden kan kokusu ise... 

Tüm bunlar benim yüzümden miydi?

"Seçilmiş kişiymiş! Kehanetteki kişiymiş! Sen... sen hiçbir şeysin. Sen bir hiçsin Mia! Beceriksizsin,işe yaramaz bir kızsın. Sen bu Krallık'ın başına gelen en kötü şeysin,"dedikleri karşısında ellerimle kulaklarımı kapattım ama o durmuyordu.

"Sen işe yaramaz bir insansın. Belki bu yüzden dünyadaki ailen seni sevmiyor hatta nefret ediyordu. Belkide Kerem bu yüzden seni sevmemişti. Seni kimseverki? Ha kim sever! Böylesi işe yaramaz,hatalar yaparak her şeyi maffeden bir insanı kim sever? Susma! Susma konuş! Kaçamazsın,"deyip kollarımdan  tutup beni sarsarken hıçkırarak ağlıyordum.

Doğru söylüyordu işe yaramazın tekiydim! Her şeyi elime yüzüme buruşturan herkese ayak bağı olan biriydim. O haritaları gelmeden önce bir kere daha inceleseydim belki o gün o kasabaya gitmeyecek gölgelerle savaşmayacak ve o mağaraya düşmeyecektik. Ve o devlerle karşılaşmayacaktık. 

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin