Başaramadım.

229 34 17
                                    


Her şeyin son olduğu yer de bir başlangıç olmaz mıydı? Bir şeyin sonu başka bir şeyin başlangıcı olamaz mıydı?

Gözlerini geceyi aydınlatan yıldızlardan almış ve sarayın mermer sütunlarına getirmişti.

Ne olmuştu şimdi?

Hani yalnız bırakmayacaktı onu?

"Bu kadar erken gitmemeliydin."

Sesi adeta fısıltı gibi çıkmıştı Lodos'un. Şu an önceden hep birlikte oturup sohbet ettikleri balkonda tekti. Nereye baksa Mia'yı görüyordu. Onun gülüşü, kokusu, bakışı...sesi mi? O hiç aklından çıkmıyordu.

"Efendi Lodos."

Elleri önünde bağlı siyah bir kıyafet giyen saray çalışanına baktı.

Siyah kıyafet.

Saray halkı ve tüm krallık üç gündür siyahlara bürünmüştü.

Mia'nın yasını tutuyordu herkes. Ölümün aniden gelip ellerinden aldığı o güzel prenseslerinin yasını tutuyorlardı.

Elini şakağına götürüp birkaç defa ovaladı Lodos.

"Efendim."

"Yemek yemediniz efendi Lodos. Bu şekilde devam ederseniz sağlığınız tehlikeye girebilir. Üç gündür tek bir lokma geçmedi boğazınızdan. Lütfen bir şeyler yiyin bu sizin sağlığınız için oldukça tehlikeli."

Alayla güldü Lodos. Sağlık mı? Bu düşüneceği son şey bile değildi şu an. Hiçbir şey yemek istemiyordu.

Onsuz boğazından bir şey geçmiyordu.

"Canım bir şey istemiyor çekilebilirsin İtiraz istemiyorum."

Dedi son cümlesini keskin bir şekilde söylemişti çünkü itiraz etmek için hazırlanan görevliyi fark etmişti. 

Şu an hiçbir şeyle uğraşmak istemiyordu. Tek istediği yalnız kalmaktı. 

O saygıyla selam verip geri çekilirken Lodos tekrar önüne döndü.

Hani söz vermişti gelecekti?

Onun cansız bedeni kollarındayken kendini  bir hiç gibi hissetti. Büyük bir boşluk vardı içinde. Sadece bir boşluk.

Böyle ani gidişler darmaduman ediyordu insanları. Birden alışamıyordu insan. Sevdiği kişinin gidişi bunu kabullenmek zordu.

Lodos'ta kabullenemiyordu.

Cansız bedenini kucağında saraya getirirkende,onu görüp kollarına alırkende,atmayan kalbinin sessizliğini dinlerken de innamıyordu.

İnanmak istemiyordu.

İçinden bir ses hâlâ yaşadığını söylüyordu. O hep 'içinde ki sese güven' derdi. Güveniyordu.

İçindeki sese güveniyordu.

Onun hala bir yerlerde nefes aldığına  inanıyordu.

Derince iç çekti.

Son kez gökyüzündeki yıldızlara baktı arkasını dönüp içeriye girdi.

Odadan çıkıp koridorda ilerlemeye başladı.

Her yer büyük sessizlikle kaplıydı. 

Kral ve Kraliçe Krallık işleriyle ilgileniyor sonrasında ise odalarına çekiliyorlardı. Çok az yemek yiyip uyuyorlardı.

Lodos adımlarını en yakın arkadaşı ve Prens olan Bars'ın yanına doğru attı. Bu haberi alır almaz gelememişti. Ne kadar çok istese de orada ona ihtiyaç vardı. Karargâhtayken gerçekten bitik haldeydi.

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin