Savaşa On Kala...

1.2K 131 43
                                    

Bilinmezlik,gerçekten korkutucu olabiliyordu. Bir şeyin başı ya da sonu belli değilse kendini güvensiz hissedebiliyordun. Bilinmezlik korkularına tuz biber olurken,seni çaresiz bırakabiliyordu. Nefessiz,ölüme yakın bir histi bu. Sahi yaşam;  nefes aldığımız sürece var olduğunu gösterir miydi?

Her şey üst üste gelirken ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Bu kadar baskı,bana fazlaydı. Ama sonunda sevdiklerim vardı.  Tüm bu baskıların üstesinden gelmeliydim.

"Mia?"

Gelen Efendi Alcant ile şaşkınca yerimden kalktım. Uzun süredir oturduğum için belim tutulmuştu ve birden kalktığımdan dolayı acıdı. Acıyla inleyip bir adım öne gittiğimde o ise hafifçe gülümsemişti.

"Bakıyorumda uzun zamandır oturuyorsun?,"dedi sorar gibi. Başımı olumlu anlamda sallayıp birkaç esneme harketi yaptıktan sonra bakışlarımı ona sabitledim. Gözleri açık kırmızı olmuştu.

Ben şaşkınca gözlerine bakarken o ise gülümsedi.

"Sadece biraz fazla acıktım o kadar,"deyip yan taraftaki masada duran kırmızı sıvı içinde olan şişeyi ve yanındaki şarap bardağını yanına çektiğinde onun içindeki sıvının şarap olduğunu hiç düşünmüyordum.

"Sen ne yapıyorsun? Yine kütüphane kuşu gibi oturmuşsun burada,"deyip şişedeki sıvıyı bardağa boşaltırken bakışlarım sıvının koyu kırmızı tonundan çekip az önce oturduğum masaya baktım ve iç çektim.

"Plan."

Ardından ona dönüp kaşlarımı kaldırdım. O ise çoktan elindeki bardağı dudaklarına götürmüştü.

"Siz ne zaman geldiniz Kortinix'ten?"

Efendi Alcant bundan uzun bir süre önce Kortinix'e Efendi Buha ile konuşmak için gitmişti. Ona durumu anlatmıştı.

"Daha yeni geldim. Birkaç şüphelerim vardı onları gidermek ve aynı şekilde   Efendi Buha'ya  durumu anlatmaya gittim, beklediğim gibi anlayışla karşılık verdi ama...,"deyip bir yudum daha aldı. Burnuma gelen yoğun kan kokusuyla düşündüğüm gibi onun kan olduğunu anlamıştım. Yavaş yavaş gözleri eski rengini alırken ben onun ağzından çıkacak sözleri bekliyordum.

"Sizin Kortinix'e geldiğiniz günü hatırlıyor musun? Benim dışımda birkaç kişiylede görüşmüştünüz ve içlerinden biri aniden,ansızın kaybolmuştu?,"dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Evet hatırlıyordum.

"İşte onunla ilgili şüphelerimi çözmeye gittim. Tam da düşündüğüm gibi Kraliçe Minra'nın emrindeymiş. Aslında amacı size katılıp bilgi sızdırmakmış ama ben sizin tarafınıza geçince dengeler değişti tabii. Onun nasıl biri olduğunu biliyorum ve bunu bildiğimi o da biliyor. Eğer size katılsaydı onun peşini bırakmayacağımı ve er ya da geç gerçeği ortaya çıkaracağımı biliyordu ve bundan vazgeçti."

Dedikleriyle şaşkınca onu dinlerken bakışlarım onun mavi gözlerini buldu.

"Yani sizin bize katılmanız bir nevi bizi kurtarmış oldu ha?,"dediğimde hafifçe sırıttım o ise bu hareketime sadece tebessüm etti.

"Hayat seçimler ve risklerle ilerler sevgili Mia."

Dedikleri anında beynime kazırken bir kere daha tekrar ettim içimden.

'Seçimler ve riskler.'

Er ya da geç hayatımızın bir noktasında seçim yapmamız gerekmiyor muydu ve eğer risk almazsak bazen hayatta bir yerlere gelmemiz zor olabiliyordu. Risk alırken bile akıllıca bir plan yapmak gerekliydi kanımca. Saçma bir şekilde yapılmış,alınmış riskler bazen kişiyi ölüme bile götürürdü.

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin