Anılar...

2.1K 254 25
                                    

Mia etrafına bakınarak ilerliyordu. Gardlarını bir an indirmek demek ölmek anlamına geliyordu. Yavaş ve temkinli bir şekilde uzun örümcek ağını andıran tünellerde ilerlerken çıkan tek ses adım sesleriydi.  Gelen sürünme sesleriyle beşide durdu. 

"Sanırım muhafızlar. Bu sefer nereye saklanacağız?,"deyip hızla sağa sola bakan Mia'nın koruma taşı parlamaya başladı. Mia ne olduğunu anlamaya çalışırken mavi ışık etraflarını sarıp bir an da söndüğünde köşeden dönüp Mia'ların olduğu yere doğru gelen iki muhafızla adeta taş kesildiler. 

İşte her şey bitmişti. Bu iki muhafız onları farkedecek ve krallarının önüne atacaktı onları ve sonrası ise kesinlikle ölümdü. Yutkunarak baktı yanlarına yaklaşan iki muhafıza. İki muhafız kendi aralarında sohbet ederek ilerliyorlardı. Ve hâlâ onları görmemişlerdi. Mia kaşlarını çatarak iki muhafıza bakarken biriyle göz göze geldiğinde yutkundu. 

Muhafız boş duvara bakıyorcasına Mia'ya bakıp ardından diğer muhafıza döndüğünde konuşmalarına kaldığı yerden devam ederek tünelden başka bir tünele geçtiler. 

"Bu? Ne oldu az önce?"

Saye'nin sorusuyla Mia ona baktı.

"Bilemiyorum sanki bizi farketmediler. Ama nasıl?,"dediğinde aklına az önce koruma taşının yaptıklarıgelince durumu anlayan Mia memnuniyetle gülümsedi.

"Sanırım koruma taşıydı. Tehlikede olduğumu sezip yardım etti. Göremediklerine göre bizi rahatça bizimkileri arayabiliriz ama bu görünmezlik mevzusu nereye kadar devam eder bilemiyorum,"dediğinde Albert hareketlendi.

"O zaman bir an   önce gidip bizimkilerini alalım. Sonrasında yapacağımız şey çok kolay,buradan çıkmak,"dediğinde Mia ve diğerleri onu onaylayarak az önceki şekilde yürümeye devam ettiler. 

Birkaç tünel ve dar geçitlerden geçtikten sonra yorulan Saye bakışlarını etrafta gezdirmeyi kesip Saw'a baktı.

"Daha ne kadar yolumuz kaldı Saw?"

Saw Saye ile muhattap olmak istemesede  bu sorusunu yanıtsız bırakmak istemedi zira diğerlerininde merak ettiklerini iyi biliyordu. 

"Az kaldı bu tünelle birlikte sadece iki tünel ve uzun bir merdivenden sonra onların kapatıldığı zindana gideceğiz."

Saye başını olumlu anlamda sallayıp bıkkın bir nefes alıp verdi. Daha gidecek az daha yolları vardı ve bu onun daha çok yorulacağına işaretti. 

Bulundukları tünelden sağa dönüp başla bir tünele girdiklerinde karşılaştıkları onuncu muhafızla Mia derin bir nefes aldı. 

'Burada daha ne kadar muhafız var?' diye geçirdi içinden.  Bir türlü bitmek bilmiyordu. 

"Sen iyi misin?"

Bora terleyen Mia'ya baktı. Yılanlardan  korkuyordu ama korkmuyormuş gibi davranıp içlerine doğru ilerliyordu. Evet belki buradakiler Dünya'dakilerden farklıydı ama sonuçta yılanlardı. Onun bu korkusu geçmişine dayanıyordu.

 Figen ile konuşuğu yıllarda  Figen anlatmıştı bunu kendisine.  Küçükken babasının bir işi nedeniyle boş bir araziye gitmişlerdi. Bir otel için plan hazırlıyorlardı. Ve oraya yakın çok güzel bir tatil alanı olduğundan dolayı ailecek gitmişlerdi. O zamanlar Mia sekiz yaşındaydı. Arazide dolaşırken bir çukura düşmüşlerdi. Derinliği fazla olduğu için çıkamadıkları o çukurda bir yılan belirmişti. Bu yılan Mia'nın üstüne doğru gidiyordu. Mia o kadar çok korkmuştuki bayılmıştı. Orada seslerini duyan kişiler oraya gitmiş yılanı korkutarak geldiği delikten gitmesini sağlamışlardı.  Ve son an anda babası sesleri işitip onları oradan çıkarmasaydı belki o yılan te!rar gelebilir ve Mia ya da Figen yılan tarafından ısırabilirdi. 

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin