Bölüm 20:Umarım...👑
"Şu kılıcı biraz daha sıkı tut Mia,"diyen Lodos ile kılıcı yere attım.
"Ah ben yapamıyorum olmuyor. Ben kılıçsız adam dövsem dövüşte iyiyimdir,"deyip iki elimi yukarı kaldırıp yumruk yaptım. Lodos başını olumsuz anlamda sallayıp kendini çimlere attı.
"Ah delireceğim,"dediğinde yanına oturup ona baktım.
"Kim delirecek acaba Lodos bey? Sen mi ben mi?,"deyip ellerimi gözüne sokarcasına gösterip konuştum.
"Su topladı. Ya ALLAH'tan kork. Beş saattir buradayız. Kılıç sallamaktan yoruldum,"dediğimde iki kolumu açarak çimlere uzandım.
"Ah galiba ölüyorum Lodos,"deyip bir elimi alnıma koyduğumda kahkaha sesleri kulağımı doldurdu.
"Mia o beş saatin dört saatini mızmızlanarak geçirdim güzelim. Sadece güçlerin ya da yakın dövüşteki uzman bilginle yenemeyebilirsin düşmanlarını. Burası Saklı Krallık kalk ayağa ve savaş. Hadi,"dediğinde tek gözümü açıp ona baktım. Ayağa kalkmış ve gülümsüyordu. Uzattığı elini tutup bıkkın bir nefes eşliğinde ayağa kalktım.
"Tamam bakalım. Al kılıcını,"deyip yerdeki kılıcımı bana uzattı. Elinden kılıcı alıp sıkıca tuttum.
"Öncelikle prensesim,"deyip bana döndü bense zaten ona bakıyordum.
"Yapmanız gereken ilk şey kılıcı doğru tutmaktır,"deyip yanıma geldi ve yanlış tuttuğum kılıcı düzgün nasıl tutacağımı gösterip geri çekildi. Kılıcını bana doğru savurduğunda karşılık verdim. Kılıçların birbirine değdiğinde çıkardığı o tok ses ile Lodos'a döndüm.
"Şimdi kılıç ile dövüşürken gözleriniz rakibinizde olmalı. Asla gardınızı indirmemelisiniz,"dediğinde nasıl olduğunu anlayamadan tahta kılıcın ucunu boğazımda hissettim.
"Hadi ama Mia ne diyirum ben sana. 'Gardını indirme!' sen ne yapıyorsun? Bu gerçek bir kılıç ve bende senin düşmanın olsaydım şu an çoktan ölmüştün. Hemde bu kadar basit bir hata yüzünden,"dediğinde bakışlarım yeri buldu. Doğru söylüyordu. Burada yaşayacaksam bunları öğrenmem lazımdı. Güçlerim ve dövüş yeteneklerimle iyi bir savaşçı olmamı ve halkımı kurtarmam için yeterli olmayacaktı. Eğer burada yaşıyorsam buraya ve kurallarına uyum sağlamalıydım.
"Peki bir daha deneyelim,"dedim kararlı bir sesle. Bu söylediklerimin üzerine Lodos gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.
Kılıcı bana savurduğunda kılıcımla engelleyip onu ittim. Bu sefer ilk hamleyi ben yalacaktım.
'Gardını indirme! Gözlerin rakibinde olmalı.'
Zihnimde Lodos'un bu cümleleri yankılanırken kılıcımı Lodos'a savurdum. O beni kılıcıyla engellediğinde onu itip bir daha savurdum. Art arda yaptığım saldırılar sonucu Lodos'un yorulduğunu hissedebiliyordum. Bir kez daha kılıcımı savurdum. Lodos hamle yapamadan kılıcımla onun kılıcını havalandırdığımda Lodos'un boğazına ahşap kılıcı dayadım.
Nefes nefese Lodos'a bakarken o da önce yerdeki ahşap kılıcına ardında boğazında dayalı olan kılıcıma ve bana baktı. Ardından kocaman bir gülümse bahşetti bana.
"Aferin prensesim. Daha yolunuz var ama... gayet iyisiniz. Eh kimin sevgilisi,"dedinde kılıcı boğazından çekip karın boşluğuna dirsek attığımda eğilip karnını tuttu.
"Ah ölüyorum. Yardım et bana,"dediğinde sırıtarak ona baktım. O da rolüne daha fazla devam etmeyip doğruldu.
"Sen bayağı bir vicdansız oldun ha! Burada sevgilin ölüyor sense... dur bir dakika ya Mia nereye gidiyorsun Mia,"deyip arkamdan koşarak gelen Lodos ile kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...