Yılan Bölgesi👑

2.1K 256 36
                                    

Ölüm... sadece dört harf iki heceden oluşan basit bir  sözcük değil. Sadece yokoluştan  ibaret değil. Ölüm aslında bir varoluştur. Yeniden bir varoluş... 

Bu topraklarda kaç defa ölümün kıyısında yalın ayak dolaşmıştım. Ölümün o soğuk suları ayağıma kadar gelirken benim elimde olan tek şey sadece ileriye doğru ilerlemekti.  Ucunda ölümün olduğunu bildiğim bu yolda sadece ilerlemek. İlerisini gerisini,ötesini berisini hesaplamadan ilerlemek. Kendin için değil diğerlei için bazı zorlukları aşıp yürümek... 

"İşte geldik,"diyen Şyan ile esen sıcak rüzgar yüzüme değip geçmiştik. Başımı kadırıp uçsuz bucaksız gibi görünen altın sarısı kumlara baktım.  İşte başladığım yere dönmüştüm. Aklıma o anlar doluşurken yutkundum.

"Dayanamazsın kesinlikle öleceksin"

"Boşuna yürüme otur bir yerde ölümü bekle."

"Bu ses nereden geliyor böyle?"

"Bu kızda amma alıkmış kardeşlerim."

"Şşşt yukarıdayız!"


"Şey... bayan yılan ya da bay yılan. Şey...ben... şey...yani... lütfen beni yemeyin!"

"Seni neden yiyeyim ki?

"Ben sadece fare yerim."

"Beni takip et insan,"dediğinde emin olup olmadığını anlamak içine baktım ama iki saniye sonra gözlerimi kaçırdım.

Başımı iki yana sallayıp kendime geldiğimde epey yol katetmiştik.

"Sevgilim iyi misin?,"diyen Lodos ile ona döndüm. Başımı olumlu anlamda sallayıp gülümsedim.

"Sadece ilk geldiğim zamanları hatırladım. Ne çok korkmuştum öyle? Bir an burada öleceğimi ve kimsenin beni bulamayacağını sanmıştım,"dediğinde yüzü gerildi.

"Hepsi benim yüzümden seni daha erken bulmalıydım. Eğer sana daha erken ulaşsaydım bunları yasamayacaktın,"dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.

"Senin yüzünden değil Lodos. Bunlar yaşanacaktı ve yaşandı. Kendini suçlama lütfen bu yüzden artık. Hem illa suçlanacak birisi varsa o da benim. O kapıyı baştan açmasaydım bunların hiçbiri yaşanmayacaktı belkide. Ama ne var biliyor musun?,"deyip güneşte parlayan siyah saçlarına baktım. Esen sıcak rüzgarla ahenkle hareket ediyordu. Hayır,dans ediyorlardı adeta. 

"İyiki diyorum,iyiki açmışım ben o kapıyı.  Yoksa böylesi harika dostlar edinemez,ailemi bulamaz ve sana kavuşamazdım Lodos."

Lodos gülümseyerek bana bakarken aramıza atıyla giren Karan kocaman gülümsedi.

"Ya siz niye bu kadar tatlısınız? Bu çocuk senin gibi güzel bir kızı nasıl kaptı lan? Hâlâ aklım almıyor?,"dediğinde güldüm.

"Biraz daha konuşursan kardeşim...,"deyip ölümcül bakışlarını Karan'a atan Lodos tehditkar bir sırıtışla konuştu.

"Senin için hiç olmayacak,"dediğinde Karan başıyla onayladı.

"O  zaman Karan kaçar. Mesaj alınmıştır üstad!"

Karan yanımızdan hızla ayrılırken ben arkasından gülüyordum.

"Evet arkadaşlar burada duruyoruz. "

Efendi Alcant'ın sesiyle ona döndüm. Atları durdurduğumuzda alnımda biriken teri silip derin bir nefes aldım. Burası gitgide dahada sıcak oluyordu.

Saklı Krallık 2👑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin