Saray haddinden fazla hareketliydi. Tamam hareketli olurdu ama bu kadar... işte bu gerçekten garipti. Bir yerde saldırımı vardı?
"Abla?"
Az önce önümden geçen ablamı durdurduğumda bana döndü ve gülümsedi.
"Ne oluyor? Neden yüzün kıpkırmızı ve... utandın mı sen?,"dediğimde daha da kızardı. Bu durum gözlerimi kısmama neden oluyordu.
"Yok... yok ne alakası var?,"dediğinde yanımıza hızla gelen İlknur'un üstündeki zırhı görünce kaşlarımı çattım.
"Neler oluyor İlknur?"
Bana endişeyle bakınca kalbime bir ağrı girdi.
"A-abim...abime mi bir şey oldu?,"dediğimde başını olumsuz anlamda sallayïnca anlık rahatlasamda yine kötü bir şeylerin olacağ fikri bu rahatlığı alıp götürmüştü.
"Tamam ne oldu?,"dediğimde İlknur derin bir nefes aldı.
"Lord Bunha burada,"dediğinde nefesimi tuttum. Lord Bunha mı? Beklediğim konuşma beklemediğim kadar yakındı demek ki.
"Herkes bu yüzden mi ayakta? Annem babam nerede?,"dediğimde arkasını dönüp baktı. Ve ardından bana döndü
"Kral ve kraliçe taht odasında. Lord Bunha'yı bekliyorlar. Sende...,"dediğinde ona döndüm.
"Ben de geliyorum tabii ki. Ona sormam gereken şeyler var söylemem gereken bir çift söz var,"dedim kaşlarımı çatarak. Kolumun tutulmasıyla ablama döndüm.
"Mia... lütfen gitme. Sana yine bir şey yapabilir,"dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. Ve elimi onun elinin üstüne koyduğumda destek verircesine sıktım.
"Sen merak etme senin kız kardeşin büyüdü artık,"dediğimde gülümsedi.
"Mia"
Koridorun başından gelen sesle başımı ablamdan çevirip sesine dahi aşık olduğum adama döndüm. Gözlerindeki endişeyi buradan bile fark edebiliyordum ama neden endişe duyuyordu? Ne olmuştu?
Hızla bana doğru gelip bana sarıldığında ilk birkaç saniye afallasamda ben de ona sarıldım. Yüzünü saçlarıma gömmüş derin derin nefes alıp veriyordu.
"Hey,Lodos neler oluyor? İyi misin sen?,"dediğinde benden ayrıldı. Yüzüme bakıp konuşmaya başladı.
"Bugün yanımdan ayrılmamanı istiyorum,"dediğinde dudağımı büzdüm.
"Ne yani sadece bugün mü yanımda olmak istiyorsun?,"dediğimde sırıttı.
"Evet,"dediğinde dirseğimi karnına geçirdim ve hayır bundan hiç pişman değildim.
"Şaka yaptım. Sen bir ömür yanımda olsan da ben sana doyamam ki. Sanırım ben seni beni yanımda olduğun anlarda bile özlüyorum. Bu eli...,"deyip tuttuğu elimi havaya kaldırıp göz hizama kadar getirdi. Ben bizim birleşik ellerimize bakarken o konuşmaya başladı.
"Bir kere tuttum sence bırakır mıyım? Yani hayır o kadar aptal mıyım ben? Sana demiştim öyle değil mi? 'Ruhum ruhunu sevdi bir kere' benden kaçışın yok,"dediğinde istemsizce oluşan yüzümdeki tebessümle ona bakarken hangi ara yanımıza geldiğini anlamadığım Saye'nin sesini duydum.
"Kraliçe senin çağırıyor Mia,"dediğinde ona döndüm.
"Tamam geliyorum."
Lodos'a dönüp baktım.
"Beni annem çağırıyormuş ben gidiyorum,"dediğimde gözlerini kıstı.
"Ben ne dedim sana az önce? Sen nereye ben oraya bundan sonra. Hadi gidelim öyleyse,"dediğinde sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Krallık 2👑
Fantasy❕Kitap düzenlenmeye alınacaktır.❕ İlk kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir! Saklı Krallık'ın kaderi artık Mia ve arkadaşlarının omuzlarındaydı. Ya kurtaracaklar ya da yıkacaklardı. İyiler ve kötüler... bunlar her zaman vardı. Hep iyiler ve kötüle...