Birinci bölüm: Koala ( part 3 )

48 5 4
                                    

Zühre nin sesiyle sıyrıldım düşüncelerimden. Saat epey ilerlemişti. Eniştem namazını kılıp bırakıcaktı beni evime. Gözüm kapalı düşüncelere dalmışken uyuyor sanıp rahatsız etmek istemediler demekki..
- kuzen ! İyimisin sen ?
- iyiyim. İyiyim. Birşey düşünüyordum da zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım.
- hadi gel benim odaya geçelim. Annem izin almış yengemden. Bugün burada kalıyorsun.
Hiçbir şey demeden takıldım Zühre nin peşine. Beraber gittik odasına. Kendimi düşüncelerimden zorda olsa sıyırmayı başarmıştım. Bunları düşünmenin beni dahada çok yıprattığını biliyordum. İçinden çıkmaya çalıştığım düşüncelerimden Zühre çekti çıkardı beni
- Hafsa, kuzum ! Başın ağrımadımı ? Sabahtan beri başında eşarbın . Çıkarda bi nefes alsın saçların. Kimse gelmez buraya merak etme .
- sahiden yaa ! Farkında bile değilim
Eşarbımı çözerken saçlarımın isyanlarını duyuyordum . Saç diplerim çok acıyordu. Sonunda serbest bıraktım saçlarımı. Ben eşarbımla uğraşırken Zühre çoktan saçlarını omuzlarına salıvermiş beni izlemeye koyulmuştu bile. Bende onu izlemeye başladım. Gerçekten bu kız uyumadığı zamanlarda çok güzeldi. Önüne düşen siyah dalgalı saçları,bal köpüğü gözlerini dahada açığa çıkarıyordu. Çok güzeldi gerçekten. Minicik burnu , iri gözleri, kumral teni  ve yüzüne hiçte kötü durmayan dudaklarıyla bazen beni bile kendine hayran bırakıyordu. Onun benden güzel olduğunu düşünüyordum. Bana göre hayata bir sıfır önden başlamıştı. Çünkü iri gözlere sahipti , gözlerinin içindeki yuvarlak iriydi . İşte beni en çok etkileyen de  buydu..
Onu düşündüğümü anlamıştı gene, haylaz haylaz gülmesinden belliydi. Bende dayanamayıp çıkıştım
- ne oldu !
- merak etme sende çok güzelsin kuzu..
Ya bu kız nasıl okuyordu beynimden geçenleri anlamıyordum. Nasıl anladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fikrimin olduğu tek konu eğer biraz daha bu konu üzerinde durursak şakasına da olsa benle dalga geçeceğiydi. O yüzden hemen bir konu açmalıydım. Ben konu düşünürken Zühre konuyu açmıştı bile
- Hafsa ! Sen bugün akşamdan beri bi değişiksin. Birşey olmuş! Hadi anlat
- boşver canım. Her zamanki şeyler işte , birşey yok
- var , var ! Eğer anlatmassan seni fena halde gıdıklarım. Sakın sabah yaptıklarını unuttuğumu sanma ! Acısını çıkarırım, ona göre !
- dedimya birşey yok! Gerçekten ..
Sorun " beynim ve ben " !
dedim ellerimle tırnak işareti yaparak
- olsun canım
dedikten sonra oda benim yaptığım gibi yaparak
- " beynin ve seni " dinliyorum. Anlat bakalım sorun ne ?
- iyiki varsın Zühre, sen olmasan ne yapardım!
- ah.. biliyorum canım biliyorum
İkimizde gülüşmeye başladık. Sabaha kadar dertleştik , konuştuk. Birbirimize hayallerimizi anlatıp birlikte hayaller kurduk. Hatta bir ara farketmeden baya sesli konuşmuşuz. Hamza abim gelip uyardı bizi. Zaten saatte epey ilerlemişti , bizde hemen yataklarımıza girip uyumaya çalıştık. Ama uykumuzu aldığımız için çabalarımız boşa çıktı. İkimizde uyuyamayınca yaptığımız yerden konuşmaya devam ettik. Biz beraber olduğumuz sürece her zorluğun üstesinden gelebileceğimizi bir kez daha teyit etmiş olduk ..

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin