Otuz ikinci bölüm: Bebeğimiz olacak (part 2)

5 1 0
                                    

Telefonum çalmasıyla kalktım yerimden. Ekrandaki yazıyı görünce odama çıkmaya karar verdim. Kardeşim beraberinde mutluluğuda getirmişti. O arıyordu. Telefonumun çalmasını bekliyordum bir haftadır. Ne güzel bir tesadüftü bu böyle. İki aydır bu kadar mutlu olduğum bir gün hatırlamıyordum. Hemen açtım telefonu.
- Selamün aleyküm Sinam
- Aleyküm selam da..onu benim söylemem gerekmiyor muydu ?
- Ay evet. Ben heyecandan ne yaptığımı bilmiyorum ki .
- Hımm ! Bu benle konuşma heyecanı değil. Çünkü iki aydır böyle bir şey olmadı değil mi..
- Yani
- Peki o zaman neye heyecanlandın bu kadar, söyle bakalım..
Benim heyecanım onada geçmişti. Mutlu olduğu sesinden anlaşılıyordu. Demek ki birbirimizi bu kadar çok etkiliyorduk. Bir kez daha telefonlarını hep mutlu açmam gerektiğini hatırlattım kendime. Söylesem mi söylemesem mi kararsızdım. Annem istermiydi acaba Sina nın bilmesini. Ama bir kere merak ettirmiştim. Söylemezsemde merakta bırakmış olacaktım. Bir süre daha gitgeller yaşadıktan sonra söylemeye karar verdim. Eninde sonunda öğrenecekti. En azından önceden söylersem kafasında normalleştirirdi. Geldiğinde annemi karnı burnunda görmesi daha garip olurdu. En iyisi şimdiden söylemekti.
- Hafsam ! Orda mısın?
- Evet , pardon
- Ne söyleyecektin , hadi söyle
- Tamam söyleyeceğim ama biraz garip..
- Allah Allah iyice merak ettim.
- Söylüyorum..
- Dinliyorum.
- Bebeğimiz olacak
- Ne ! Nasıl yani?
- Dedim ya garip ama öyle işte
- İyide biz...
- A! Hayır hayır, öyle değil ! Kardeşim olacak yani.
- Bende diyorum..
- Sina!
- Napayım şaşırdım sadece.
- Haklısın ben yanlış kelime kullandım. Özür diliyorum. Doğrusu 'kardeşim olacak 'olacaktı.
- Hayırlı olsun inşallah. Sana benzeyecek mi acaba ?
- Bilmiyorum çok heyecanlıyım. Bugün hatta az önce öğrendik bizde. Üstüne sen aradın. Kardeşim şansı da beraberinde getirdi. Aramanı bekliyordun bir haftadır.
- Bu ara çok yoğun tempomuz. Arayamadım o yüzden özür dilerim. Seni merakta bırakmak istemiyorum. İyiyim ben gerçekten.
- Özür dilemene gerek yok. Yoğun olmasan arayacağını biliyorum.
- Allah'ıma şükür ki bana senin gibi anlayışlı birisini nasip etti. Seni çoookk seviyorum yer fıstığım çok seviyorum.
- Allah'ıma şükür ki kaderimizi birbirine yazmış. Bende seni çok seviyorum duam.
- Hafsa ?
- Efendim.
- Sen baya baya ben olmuşsun.
- E ne yapalım bu işler böyle yürüyor. Ama çok alışma bu asker jokeri.
- Öyle mi ?
- Öyle..
- Göreceğiz
- Göreceğiz..

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin