Sonunda gelmişlerdi.Annemle babam almıştı onları içeriye. Annemler oturma odasına ,babamlar da misafir odasına geçmişlerdi. Bayanların olduğu odaya geçip hoşgeldiniz dedikten sonra çıktım odadan. Yarım saat kadar konuştular. Bu süreçte bizde Zühre ile aday hakkındaki tahminlerimizi söylüyorduk.
- Bence çok zengin olucak.
- Yok , bence çok zengin olmayacak. Orta diyelim..
- Hımm.. Bence.. yakışıklı olucak
- Bencede. Banada öyle geliyor..
- Birşey diyicem Hafsa. Hatırlıyor musun en son yakışıklı olcak dediğimizde adam kel çıkmıştı.
Bir yandan gülüyordum bir yandan da cevap vermeye uğraşıyordum
- Evet, evet hatırlıyorum. Sadece kel olsa iyi, adamın emekli göbeği vardı!
- Kaç yaşındaydı o adam yaa ?
- 38
- Ne düşünerek istemiş seni acaba ! Adam kendini 25 sanıyordu herhalde..
Beş dakika süren gülme seansının ardından kendime gelmeye çalıştım.
- Neyse,dur.. Konumuza dönelim. Nerede kalmıştık?
- Benceee..esmer olucak
- Bence sarışın olucak..
- Siz esmeri sarışını bırakın da, hazırlanın bakiyim hadi! Çocuğu odaya aldım, seni bekliyor Hafsa. Biraz acele edin de çok beklemesin !
- Anne söylesene , nasıldı çocuk ? Yakışıklı mı?
- Tövbe Ya Rabbim!
- Anne söyle hadi !
- Hafsa anlatır sana yakışıklı mı,degilmi. Hadi acele edin! Çocuk baktı kız gelmiyor, çıkıp gider vallahi ! Benden söylemesi.. Kaçırırsan bir daha bulamazsın bunun gibi ,ona göre halası !
- Anne yakışıklı mı yani?
Zühre yi umursamadan son sözünü söyleyip gitti halam. Bende daha fazla bekletmemek için hemen giydim feracemi. Büyük siyah eşarbımıda taktım kafama.Ama eşarbımın önü bir türlü düzgün olmuyordu. Allah'ım inat etmişti resmen! Zühre ile beraber on dakika uğraşmamızın sonunda başardık.
Zühre nin şaklabanlığı üstündeydi yine. Bi arkamdan su dökmediği kalmıştı.