Korktuğu şeyi düşünürken biraz daha sıktı elindekini . Sesler çıktı elinden.Sonra aniden açtı elini aklına birşey gelmiş gibi.. Elinde az önce seçtiği küçük turuncu yaprak duruyordu. Bırakmamıştı demekki 'umut' saydığını, hep yanında olsun istemişti. Ama şimdi parça parçaydı minik yaprak. Kızın elindekini gördü yaşlı adam, sonrada yüzündeki çaresiz ifadeyi ..
-Korkma !
dedi teselli verircesine
- Hiç bir parçâsini kaybetme ! Biz onû bântlicaz.
Kızın yüzü gülüyordu şimdi. Tüm korkularını üzerinden atmıştı artık. Güveniyordu. Evet , güveniyordu bu yaşlı adama. Nedenini oda bilmiyordu, ama güvenmek istiyordu.
Küçük bir kulübeye götürdü minik kızı. Hafsa önce tereddüt etti girip girmemekten. Her ne kadar bu adamın güvenilir olduğunu hissediyorsa bile,içerde ne ile karşılaşacağını bilmiyordu.. Bunları düşünürken gerilemişti birkaç adım. Adam anlamıştı korktuğunu. Daha taze olan yarasını kapatmak ister gibi eğildi gene kızın önüne, ellerinden tuttu
-Merâk etme !
dedi gözlerinin içine bakarak
- Ben sânâ zârar vermem.Korkmâna hiç gerek yok ! Hadi içeri geçelim.
Hafsa artık daha çok güveniyordu yaşlı adama. Küçük kulübeye geçtiler. Ebu Cendel su ve yiyecek getirmeye gitmişti içeri. Yol boyunca guruldayan midesinden aç olduğu anlaşılıyordu..
Minik kız geçip oturdu koltuklardan birine . Sonra açtı avucunu yavaşça. Parçalara ayrılmış minik yaprağına baktı. O , onun umuduydu.Yok olmamalıydı bu kadar çabuk..
Yaşlı adam elinde tepsiyle geri döndü. Sanki kendi evladıymış gibi özenle yedirdi Hafsa yı. Yemekleri bitince içeriye doğru gitti. Geri geldiğinde elinde koli bandı ve makas vardı.
- Bak şûrda banyo var . Sen ellêrini yıkayıp gel, bantlayâlım yaprağını.
Hafsa koşarak yaptı adamın dediğini. Geri döndüğünde yüzünde güller açıyordu. Birkez daha çok güzel bir iş yaptığını düşündürdü yaşlı adama. Beraber dizdiler yaprağın parçalarını masanın üzerine. Aynı eskisi gibi olmuştu. Tek fark aralardaki parçalanmış olduğunu belli eden izlerdi. Dikkatlice bandı yapıştırdı yaprağın üzerine. Sonra çevirip diğer tarafına da yapıştırdı eşit bir şekilde. Şimdi iki bandın arasında kalmıştı turuncu yaprak. Ama hâlinden pek memnundu. Tamir olmuştu, eskisi gibi yepyeniydi artık. Hâlâ birilerinin umuduyduya, bu ona yeterdi zaten..
Kaldırdı bantlı yaprağı olduğu yerden. Ve yaprağın şeklinin etrafından dikkatlice kesti. Artık gerçekten o ilk gördüğü zamanki gibiydi, yepyeni..