On birinci bölüm: Hesap (part 3)

13 1 0
                                    

Sonunda hazırlanıp gelmişti Zühre. Saatte geç olduğundan hemen kalktılar. Giderken belki unutur dediğim şeyi kulağıma söylemeyi ihmal etmedi Zühre .
- Unuttum sanma kuzu! Ben sana onu anlattırmasını bilirim. Sen gün say ! Çok yakında tekrar görüşeceğiz..
Piskopattı bu kız resmen! Zaten anlatmıştım, daha ne duymayı bekliyordu ? Ama tabi o sadece olayı öğrenmişti,duygular..derdi duygulardı onun ! Off,kim bilir neler yapacaktı bana ? Zühre nin merakından Allah'a sığınıyordum..
- Hadi , hayırlı akşamlar abisinin küçük cadısı. Allah'a emanet olun.
- Sizde abi..
Onları uğurladıkdan sonra odama çıktım. Yatsı namazımı kılıp duamı ettim. Nasıl olmuştu bilmiyorum ama dualarımda hep o vardı.. Minik yaprağımı alıp oturdum penceremin kenarına. Yaprağıma baktım o kahve gözleri geldi aklıma,toprak rengi gözleri. Yaprağıma baktım, o insanı kuru bir yaprak gibi binbir parçaya böldüren gülüşü geldi aklıma. Yaprağıma baktım o ince kaşları, uzun kirpikleri,ince burnu,kahveyle kestane rengi karışık dalgalı saçları, kirli sakalı geldi aklıma. Ne kadar muhteşem bir yüzü vardı. Ben bunları hak edecek ne yaptım diye düşünmeden edemiyordum. Hele o sarf ettiği sözler yokmu, aklıma geldikçe kendimden geçiyordum. Ben benlikten çıkıyordu adeta. Beni en ufak şey bile havalara uçurmaya yetiyorken ,biraz fazla havalardaydım bu sıra..
Bir dakika ya ! Benim bunları düşünmem günah değilmiydi? Ben..ben ne yapıyordum böyle ! Allah'ım sen affet ! Kendime inanamıyordum. Helalim olmayan birisini düşünmem de haramdı sonuçta. Ne ara bu hale gelmiştim , getirmişti? Yeni fark ettiğim hatamın mahcupluğuyla yaprağımı hızlıca koydum yerine, bütün bunların sorumlusu oymuş gibi.. Aklımdan sildim tüm gördüklerimi, işittiklerimi. Başka şeyler düşünmeye uğraşırken dalmıştım uykuma..

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin