- Bu arada övdüğün gibi değildi kumpir. Hem çok kuruyordu hemde soğuktu. Tadıda normal kumpirdi işte.
- Eminim seninki daha güzeldir. Elinden kumpir yiyeceğim günü iple çekiyorum.
- En yakın zamanda! Kumpir nasıl olurmuş o zaman göreceksin.
- Sen biraz kıs..
- Hayır,ne alaka !
- Tamam,sen öyle diyorsan!
- Sinaa ! Tabiki kıskanmadım. Neyini kıskanayım o kızın. Cılız cadı! Parmağındaki yüzüğü göremeyecek kadar kör , birde gelmiş cilve yapıyor ! Doktor numarası mı yazsaydım acaba . Tüh bak hiç aklıma gelmedi. Görüyor musun kör kalacak yavrucak !
Sina daha fazla tutamayıp patlamıştı
kahkahayı.
- Ne gülüyorsun bee !
- Bu kıskanmamış halinse kıskanmış hâlini düşünemiyorum.
- Kıskanmadım diyorum ya Sina! Niye anlamıyorsun?
- Kızı yiyordun resmen çiğ çiğ ?
- Oda benim kocama saçma salak hareketler yapmasaymış ! Az bile yaptım..
- Heh işte itiraf ettin
- Üff . Tamam bee. O kızı kıskanmadım , yalan değil. Seni kıskandım. Ne var yani , kocamı çirkin cadıların elinemi bıraksaydım ?
- Kıskan canım birşey demedim. Sen yeterki kıskan. Ama emin ol şu kınalı parmağını gördüğüm o günden beri ne aklımda nede kalbimde senden başka kimse olmadı,olamazda.
Sakinleşmiştim şimdi. Duymak istediğimi duymuştum işte. Sina ya baktım. Konuşurken eline aldığı sağ elimi öptü önce sonrada kınalı serçe parmağımı. İkimizde istediğimizi almıştık. Birbirini arayan gözlerde buluşunca istemsiz kıvrıldı dudaklarımız.