Sonunda eve varmıştı. Bütün yolu yürüyerek geldiğinden sırılsıklam olmuştu. Sonradan çıkan güneş onu kurtarmaya yetmemişti. Hüda hanım açtı evin kapısını
- Oğlum! Bu halin ne ?
- Birşeyim yok anneciğim. Biraz ıslandım o kadar
- Ne birazı oğlum! Sırılsıklam olmuşsun. Hemen geç değiştir üstünü hasta olacaksın!
Hüda hanım oğlunu daha önce hiç böyle görmemişti. Bu hali onu çok endişelendirmişti. Ne olduğunu çok merak ediyordu ama üstüne de gitmek istemiyordu. Zamanı geldiğinde sormayı planlayarak kafasında kapattı konuyu.
Akşam yemeği sırasında konuşurlarken konu Sina nın işine gelmişti. Selim bey ;
- Oğlum senin bu işlerin ne olacak? Bu ara çok aksattın işini
- Bilmiyorum baba . Şuan olimpiyatlar benim için daha önemli. Eğer şimdi çalışmayı bırakırsam olimpiyatlarda başarı şansım azalır.
- İyide oğlum, peki işin ? O ne olucak ?
- Şimdilik birisini bulamazmıyız ? En azından olimpiyatlar bitene kadar
- Bakıcaz artık bir hal çaresine, ne yapalım !
Selim bey bu sonuçtan pekte memnun görünmüyordu. Hüda hanım sofradaki gerginliği dağıtmak için birşeyler düşünürken bir anda gözlerinin içi parladı.
- Bozuk moral görmek istemiyorum. Şimdi sizi canlandıracak birşey soyliyimde moreliniz yerine gelsin
- Annee !
dedi Sina uyarıcı ses tonuyla
- Bana gene " kız" deme !
- Heh ! Tamda konunun üzerine parmak bastın oğlum ..
- Yaa anne ! Ben şuan evlenmeyi düşünmüyorum. Kapatalım bu konuyu lütfen!
- Allah Allah! Turşunumu kurucaz ? Gençsin, yakışıklısın.. Görüşsen ne olur sanki !
- Beni bu işlere bulaştırma anne ! İstemiyorum. Lütfen zorlama !
- Kızlar senin kadar naz yapmıyor bee ! Bu sefer seni dinlemicem . Kızın ailesine haber veriyorum. Tanışmaya gidicez. Ne biliyorsun , belki kafana uyar istersin ..
- Sen zaten planlamışsın anne .. Ne yapalım mecbur gidicez ..