On beşinci bölüm: Karıcığım (part 4)

15 1 0
                                    

Nikahtan sonra kalkıp öptük annelerimizin ve babalarımızın ellerini. Artık iki tanelerdi. Buna alışmak biraz zaman alacak gibi gözüküyordu. Zamanla çekingenliğim geçerdi herhalde.
El öpme faslından sonra mutfağa yöneldim. Bizde gelenek olarak nihahtan sonra şerbet dağıtıldı. Bu ikramı gelinin yapması da geleneğe dahildi. Bende görevimi yapmak için harekete geçtim. Mutfağa girdiğimde birde ne göreyim? Zühre..
- Kız sen neredesin kaç saattir?
- Yanındaydım. Görmedin mi?
- Yoo
- Öyle dalmışsınki. Oyy..oy.. Siz daha yeni oturduğunuz da biz gelmiştik.
- Biz ?
- Abimle ben
- Hamza abim de mi oradaydı?
- Ooo kızım! Sen neredesin? Biz senin nikahına gelmiştik ama..
- Hiç görmedim. Hadi hoşgeldin
- Hoşbulduk kuzu
Beraber hazırladık şerbetleri . Misafirlere servis ettikten sonra odama çıktım. Tabi Zühre de peşimden..
- Kız, resmen evlendin
- Sahi ya..ben evlendim.
- Hafsa sen birşey mi kokladın ? Kafa bin beşyüz!
Sahiden ben evlendim mi? Ben, şimdi..onun.. Sina nın.. karısı mıydım? Rüya görüyordum galiba.
- Şişt hadi uyan ! Ama uykundan değil sarhoşluğundan uyan canım.
- Sen ,sen ne düşündüğümü nerden anladın?
- Ben ermişim, ondandır. Hafsa ! Dalgamı geçiyorsun ya? Bir saattir sesli düşünüyorsun. Git bi elini yüzünü yıka kendine gel. Daha başını yapacağız hadi..
Ben gerçekten iyi değildim. Daha doğrusu kafam iyi değildi. Elimi yüzümü yıkayıp geri geldim. Zorda olsa kafamdaki düşünceleride kenara itip geçtim aynanın karşısına. Feracemi ve siyah başörtümü çıkardım önce. Beyaz bir şal almıştık elbisemin üzerine. Bana şal çok yakışmıyordu aslında. Eşarbın yuvarlak hâlini daha çok yakıştırıyordum yüzüme. Şalında önünü yuvarlak yapacağım diye söz vererek aldırmıştı bana Zühre. Şimdi onun elindeydim. İnşallah sabaha çıkabilirdik bu odadan..
Beklediğim kadar uzun sürmemişti. Şalın önünü istediğim gibi yuvarlak yapmıştı. Kendince şekil bile vermişti. Doğruyu söylemek gerekirse, güzelde olmuştu.
- Yengem az önce yan odaya geçirdi kocacığını.
Koluna vurdum bir tane. Sinir şey..
- Sus ! Duyacak şimdi.
- Duyarsa duysun , bananee..
- Zühree !
- Neyse , seni bekliyor. Ben kaçar. Güle güle..
Bu kız çatlak vallahi. Son kere aynaya baktım. Kendimi toplayıp çıktım odamdan. Yan odanın kapısını açtım yavaşça. Bana döndü direkt bakışları. Beni ilk defa feracesiz görüyordu, nutkunun tutulması normaldi tabi. Kendine gelince ayağa kalktı oda. Hiçbir şekilde anlaşmadığımız halde birbirimizi tamamlamıştık. Siyah takım elbisenin içine beyaz gömlek giymişti. Nikahta onu bile farkedememiştim heyecandan. Cidden bana heyecan yaramıyordu. Baktım ona tekrar. Allah'ım bir insana siyah bu kadar yakışır mı ! Kurban olduğum çok tatlı olmuştu. Peki şimdi ne yapacaktım? Sanki şimdi heyecanlı değilmişim gibi önceki heyecanımı eleştiriyordum. Kendime geldim zoraki. Gözlerindeydim.. Ben ne ara bakmaya başlamıştım gözlerine ? Yeminle bu çocuk bana yaramıyordu. Hafıza kaybı yaşıyordum resmen.. Geri döndüğüm beynimden söküp çıkardı beni bu seferde kalbimi dışarı fırlayacakmış gibi attıran sesi
- Çok güzel olmuşsun karıcığım..

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin