Üç saattir bu odadaydık ve nefes almama bile izin vermeden durmadan anlattırıyordu Zühre. Anlatacaklarım bittiğinde derin bir oh çektim.
- Bitti finish..
- O kızı çok merak ettim he
- Hangisini , Zehra yı mı Rukiye yi mi?
- Rukiye yi tabiki. Zehra ne alaka bee?
- Ne bileyim sanki altından birşey çıkacak gibi hissediyorum. İnşallah değildir de..
- İnşallah da benim bu olayları bi hazmetmem lazım. Başka bir olayı kaldıramam şimdi.
- Ay Allah'ım. Koyun can derdinde kasap et derdinde!
- Ne var ya! Bana diyorsun da sen istermisin sanki !
- Hayır tabiki, hiçbir zaman!
- Şişt.. bu arada bu çocuk seni cidden seviyor hee
- Sen nereden anladın acaba ?
- Anlamamak için kör olmak lazım. Çocuk bütün dünyaya gösteriyor zaten açık seçik.
Cevap yetiştirecek halim kalmadığını anlayınca güldüm sadece. Daha doğrusu sırıttım. Ciddi ciddi saatlerdir hiç durmadan anlatıyordum. Ben anlatmaktan yoruldum da Zühre sormaktan yorulmadı. Anlattığım her bir ayrıntı gözlerinin parlamasına neden oluyordu. Aslında çok ayrıntısız anlatıyordum ona. Sadece anlatmaktan kaçamayacağım olayları ve onun radarına yakalanmış ayrıntıları anlatıyordum. Belki bilse üzülürdü ama sevmiyordum mahremimi açmayı. Aramızda olanın bilinmesini istemiyordum. Yaşadığımız bir şeyi Sina bir arkadaşına anlatsa tüm ayrıntılarıyla,hisleriyle,hissettikleriyle istemezdim , rahatsız olurdum bu durumdan. Aynı şekilde benimde mahremimizi en ince ayrıntısına kadar açmam,kuzenimede olsa doğru değildi ve eminim Sina da bilinmesini istemezdi. İşte tamda bu yüzden anlatmamıştım birçok ayrıntıyı Zühre ye. Mesela sarılırken ona yakalandığımız gün onlar gittikten sonra Sina yı öptüğümü ve Sina nın sersemlemiş hâlini bilmiyordu. Evlenme teklifi aldığım gün hiç bırakmadan elimi tuttuğunu, sıcaklığını , kokusunda kaybolduğumu bilmiyordu. Tekliften sonra seni çok seviyorum diye kulağıma fısıldadığını, benimde aynı şekilde karşılık vermem sonucu beni daha bi sıkı sardığını bilmiyordu. Rukiye ile tanıştığımız gün beni birtanem diyerek utandırdığını, haylaz bakışlarını bilmiyordu. Telefon konuşmalarımızı , birbirimize özel kullandığımız hitaplarımızı , hiçbirini bilmiyordu işte. Sadece ilimizin arasındaydı bunlar ve ikimizin arasında kalacaktı sonsuza kadar..