'Dikkat!' komutuyla dinlenmek için etrafa dağılan askerler hizaya girmişti. Gitmeden önceki son konuşmaydı belliki. Herkes ne diyeceğini az çok tahmin ediyordu zaten. Veda konuşması yapacaktı. Belki birkaç tane daha birşeyler eklerdi ama kimsenin merak konusu değildi doğrusu. İlk geldikleri gün görmüşlerdi adı geçen komutanı. Bütün komutanlar ona ' komutanım ' diyordu. Belliki rütbesi vardı. Hoşgeldiniz konuşması yaptığına göre,bu görüşmede de hoşçakalın diyecekti. Başka ne olabilirdi ki zaten ?
Askerlerin hizaya girmesini sağlayan komutan , o meşhur klasik askerlik konturolunü de yaptıktan sonra işi komutanlarına bıraktı.
- Rahat !
- Hazır ol !
- Dikkat !
Ve işte o komutan gelmişti nihayet. Herkes hazır vaziyetteydi. Ne kadar kulakları komutanı işitiyor olsada hepsinin aklı yarınki çıkıştaydı.
- Askerlerim , vatanımın evlatları ' bedelli askerlik ' adı altındaki ücret karşılığı yaptığınız yirmi günlük askerliğinizin son günüydü bu gün. Sizden önceki bölüklere olduğu gibi sizleride birkaç nasihat eşliğinde evlerinize uğurlamak isterdik . Lakin..
Herkesin dikkati bi anda komutana odaklanmıştı. Beynindekileri öylece bırakıp komutanlarını dinliyordu bütün askerler. Bu ne demek oluyordu şimdi? Yanlış mı anlamışlardı yoksa olayı ? Ücret karşılığında yirmi gün askerlik yapıp eve döneceklerdi. Ne değişmişti ki bir anda ? Kafalarındaki sorulara cevap bulmak için pür dikkat komutanı dinliyordu şimdi bütün kulaklar.