İçeri geçtiğimizde yüzümdeki sırıtışı tebessüme çevirmeye çalışıyordum. Çok başarılı olamadım ama genede onları mutlu etmeyi başarmıştım. Benim yüzümün güldüğünü görünce onlarda tebessüm etmişti. Az önceki halimdense şu anki sırıtışımı tercih ediyorlardı. Kimse neden sırıttığımı araştırmıyordu. Ne güzel..diyecektim ki aklıma yanımdaki sırıtan yaratık geldi. Zühre! Hem sırıtıyor hemde ' ben anlattırmasını bilirim o aklındakileri ' bakışı atıyordu. Daha fazla baskı hissetmek istemediğimden bir yere geçip oturdum . Sina ma baktım. Gülüyordu herşeyim. O gülünce ben daha çok güç alıyordum,cesaretleniyordum,enerji doluyordum.
Açılan ve ilerleyen güzel konunun içinden bulaşık bahanesiyle çıktım. Zühre de saatlerdir feracesiyle oturuyordu. Biraz çıkarıp ferahlasın diye onuda aldım yanıma. Hem bulaşık yıkadık hemde konuştuk. O anlattıracağını anlattırdı emeline ulaştı. Bende eli mecbur anlatarak onu emeline ulaştırdım. Şöylemi - böylemi derken çay demlenmişti . Bizimde bulaşığımız bittiğine göre artık içeri gidebilirdik.
Çayı servis edip oturdum bende. Muhabbete katıldım. Sonunda o boğucu atmosfer yerini neşeye bırakmıştı. Birbirimize bakıp kaçırıyorduk gözlerimizi. Bize kalsa bakardık ama işte.. Ar ,edep. Annemle babam vardı. He birde halamla cadı kızı!