Otuz yedinci bölüm: Nişan alışverişi (part 4)

6 1 0
                                    

Evimizin önüne gelmiştik sonunda. Ne kadar yorulsak da mutluydum. Sinayla olduğum her zaman mutluydum zaten. Annemle Zühre de arabadan inince eve doğru ilerledik. Normalde asla bırakmazdı Sina bu şekil. Ama arabada annesiyle Rukiye vardı. O yüzden de birşey yapamamıştı. Hepberaber arkamızdan el salladılar sadece. Bizde onlara el salladık.
İçeriye girdiğimizde babamı bizi bekler halde gördüm. Annem için endişelenmişti gene. Haksız da sayılmazdı. Artık iyice büyümüştü oğluşumuz.
- Senin malzemeleri yukardaki boş odaya çıkardılar kızım.
- He . Tamam babam sağolasın. Çok yoruldun sende ya.
- Yok kızım. Sağolsun Sina nın arkadaşı yardım etti. Çabucak bitti. Çok yorulmadım.
Sofradaki meseleden dolayı aklıma takılmıştı bir kere. Çaktırmadan Zühre ye baktım. Şaşırmıştı ama çabuk toparladı. Hâlâ sessizliğini bozmamıştıya. Konuşmamız şarttı artık.
- Zühre annem dinlensin. Bizde benim odaya geçelim.
Hiçbir şey demeden takıldı peşime. Odama çıktık beraber. Aldıklarımıza bakacak halim bile yoktu aslında. Ama Zühreyle konuşmalıydım. Belliki birşey olmuştu. Yektayla alakalı olsun yada olmasın öğrenmeliydim derdini. O hep yanımda olmuştu iyi günde de kötü günde de. Bende onun yanında olmalıydım. Şuan yorgunluğumdan daha önemliydi bu mesele.
- Zühre
- Efendim
- Neyin var? Bi üzgün gözüküyorsun , birşey mi oldu?
- Yok ya üzgün değilim.
- Düşüncelisin, birşey olmuş. Sen böyle olmazdın . Ne oldu anlat.
- Birşey yok kuzen ya. Yorulduk işte hepimiz.
- Tamam yorulduk da birşey daha var sanki.
- Yok yok..
-  Yektayla mı alakalı?
Bir anda kaldırdı kafasını Yekta yı duyunca. Şaşkın şaşkın bakıyordu bana .
- Ne alaka ya !
- Niye bu kadar şaşırdın o zaman?
- Nereden böyle bir düşünceye vardın anlamadım!
- Sofrada da Yekta diyince baktın. Az öncede babamın dediğine şaşırdın. Şimdi de aynı.
- Baktım diye birşey mi oldu oluyor  ? Öylesine denk gelmiştir. Sende !
- Zühree! Seni tanımıyor olsam inanırım. Anlat ne oldu?
- Off, sandığın gibi birşey yok !
- Ne sandığımı nerden biliyorsun?
- Tahmin ediyoruz herhalde.
- Ne oldu peki ?
- Önemli birşey değil. Rezil oldum biraz o kadar.
- Siz karşılaştınız mı?
- Ya evet ! Malesef!
- Kızım ne ara karşılaştınız ? Ben bile görmedim çocuğu.
- İşte o ara kuzen. Siz içerdeydiniz mağazada yani. Oda eşyaları götürmeye gelmiş. O ara işte.
- Ee anlatsana düzgün.
- Bende yorulmuştum biraz. O yüzden senden intikam alacaktım.
- Ne intikamı be?
- Kızdırcaktım seni işte.
- Ee ?
- Esi şu . Arkamdan birinin geldiğini hissettim. Sen sandım. Al birazda sen taşı poşetlerini yeminle kollarım koptu Hafsa dedim. Uzattım arkama doğru. Meğerse Yekta ymış.
- Oha ! Pardon..
- Ne bileyim kızım..sen sandım işte.
- Sonra ne oldu?
- İstiyorsanız yardım edebilirim dedi. Zaten o konuşunca anladım sen olmadığını. Şaka yaptığımı anlama diye arkam dönüktü. Bir anda adam sesi duyunca döndüm önüme. Özür falan diledim. Tabi kim olduğunu bilmiyorum.
- Sonra birşey dedi mi ?
- Ben zaten yengenin eşyalarını almaya gelmiştim sizin elinizdekileride koyayım isterseniz dedi. Tanımadığım için yanlışlık falan oldu sandım. Öyle kendini tanıttı. Sina nın arkadaşıyım dedi. İsmim Yekta dedi. O an dank etti kafama. O söylemeden ben dedim soy adını bir anlık refleksle.
- Ne ? Anlamadım. Ne dank etti kafana ? Soy adını nerden biliyorsun kızım? Sen benden ne saklıyorsun Zühre?
- Ya yeminle birşey saklamıyorum. Olimpiyatlara katıldıya bu. Yani katılmış. İkinci olmuş. İnternette fotoları videoları dolaşıyor. Ordan görmüştüm. Hiç görmedin mi sen ?
- Yoo görmedim. Sina'nın kendi yerine bıraktığı Yekta mıymış yani ? Kendi işlerimizden olimpiyatları bile farketmemişiz. Ee sonra ne oldu ?
- Şaşırdı soy adını söyleyince.
- Normal tabi
- Olimpiyat falan dedim bende işte. Öyle.. Olay dediğin bu..
- Kızım daha ne olsun !
- Birşey yok işte. Rezil oldum,o kadar..
- Madem birşey yok niye bu kadar sessizsin ? Onumu düşünüyorsun?
- Yok be.. Ne düşüncem onu.
- Niye ? Düşünürsün bellimi olur.
- Yok kızım.
- Tipi fena değil. Zaten sen renkli göz seviyorsun. Tam adamı işte.
- Hani sen görmemiştin ?
- Bugün görmedim. Ama daha önce görmüştüm asker uğurlamasında. Ayrıca seside çok güzel kaçırma..
- Sesini nerden biliyon kızım?
- Sözde aşır okuyan oydu.
- Ciddi misin?
- Evet,ne oldu bi fikrin değişti sanki.
- Yok be.. Bissürü hayranı var çocuğun. Olimpiyatlarda ikinci olduğundan beri ünlü oldu bu. Bende ordan gördüm zaten. Editler falan. Ben uğraşamam öyle biriyle.
- Ne biliyorsun belki hiç alakası yoktur. Sina'nın arkadaşı sonuçta. Sina sandığın gibi biri olsa onunla arkadaş olmaz ki .
- Ya kendi kötü olmasada ortam kötü. Ne kızlar dönüyordur peşinde. Boşver sevmem ben öyle şeyleri.
- İyi madem. Sen öyle diyorsan.
- Hadi hadi . Ben uyuyacağım çok yoruldum gelin hanım. Sen ne yaparsan yap.
- Çok ısrar edemicem bende çok yoruldum. Uyuyalım madem.
- Hadi iyi uykular.
- Sanada . Rüyanda görmede..
- Hafsaa!
- Tamam tamam sustum.

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin