Otuz dokuzuncu bölüm: Ukala (part 4)

9 1 0
                                    

- O tepsiyi ben alayım.
Bu sesi tanıyordu. Gün boyunca denk gelmemeye çalışmıştı. Başarmıştı da. Şimdi nasıl olmuştu da denk gelmişti. Ona bakmak istemediği için yüzüne bakmadan cevap verdi Zühre.
- Gerek yok!
- Erkeklere servis yapacak değilsin ya . Ver tepsiyi götüreyim.
- Enişte nerde?
- Sina misafirleriyle ilgileniyor. Mağlum onun nişanı! Vericekmisin artık!
Sinirli sinirli baktı karşısındaki adama.
- Vermicem!
- iyi burda böyle bekle o zaman!
- Beklerim !
İkiside birbirinden inattı. Arkasını dönüp yürümeye başladı adam.
- Ukala!
- Ne dedin ?
- Ne dediğim beni ilgilendirir !
- Ver şu tepsiyi Allah aşkına. Bekleyecekmiş bide..
Zorla aldı kızın elinden tepsiyi. Adamların yanına doğru gitti. İyice sinirlenmişti Zühre. Bu adam kendini ne sanıyordu ya ! Birde sen diye hitap ediyordu ukala! Daha fazla orda durmak istemediği için mutfağa doğru gitti.
- Ukala !
- Ne oldu Zühre? Niye sinirlisin?
- Kendini beğenmiş ne olacak !
- Zühre kimden bahsediyorsun? Ne oluyor?
- O senin öve öve bitiremediğin çocuktan,kimden olacak!
- Kim ? Yekta mı?
- Ben dedim sana ama.. Dediğim gibi çıktı işte ukalanın teki !
- Bir dakika bir dakika ! Siz Sina nın arkadaşı Yekta dan mı bahsediyorsunuz ?
- Evet Rukiye.
- Ne olmuş? Tanışıyorlar mı?
- Tanışmıyoruz. Tanışmak da istemiyorum zaten onunla..gıcık..
- Sen ona bakma ! Ne oldu bilmiyorum da . Tanışıyor sayılırlar. Tesadüfen konuşmuşlar nişan alışverişi günü..
- Konuşmadık ! Yanlış anlatma kıza!
- Zühre! Konuşmak oluyor işte. Onu ben sanmış falan filan. Sonra anlatırız.
- Anladım. Ama Yekta öyle bir çocuk değildir. Sina ile ilkokuldan beridir arkadaşlar. Yakinen tanıyorum diyebilirim. Ukala falan değil.
- Öyleymiş işte..
- Ne olduğunu anlatmak istermisin Zühre?
- Büyük birşey yok. Ben tavrına sinir oldum..o yüzden..
- Tamam genede anlat .
- Tepsiyi çıkardım ya ,ver götüreyim dedi. İstemedim. Yok illada götürecek. Vermicem diyorum anlamıyor. İyi burda böyle bekle o zaman dedi gitti. Bende sinirlendim ukala dedim arkasından. Duydu dediğimi geri döndü. Ne dedin dedi. Bende ne dediğim beni ilgilendirir dedim. Bide özür mü dilecektim acaba ? Ukala! Zorla tepsiyi aldı gitti.
- Oo kızım bu ne ?
- Valla Zühre.
- Ne demek istiyorsunuz siz ? Gıcığın teki işte..
- Bilemeyiz artık..
Bir anda başlayan euzu besmele sesiyle durdular önce. Sonrada gülmeye başladılar.
- Yaa kuzen ! İyi insan lafının üstüne aşır okurmuş..
- İşin içinde Kur'an-ı Kerim olmasa ne diyeceğimi iyi biliyorsun Hafsa..
- Tamam kuzen kızma,ama iyi dinle..
- Hafsaa!

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin