Sina nın gidişinin üzerinden üç gün geçmişti. Zühre, ilk zamanlar en azından yokluğuna alışana kadar yanında kalmamı teklif etmişti. Beraberce daha hızlı geçerdi zaman. Bende teklifini kabul ettim. Gerçekten benim için çok zor olan bu sürece alışmakta çok zor olacaktı. Alışmaya çalışırken zihnimdeki düşüncelerle yanlız kalmamam benim yararımaydı.
- Hoşgeldin kuzu
O kadar dalmıştım ki zili ne zaman çaldığımı bile anlamamıştım. Kapıyı açan Zühre nin sesiyle kendime geldim. Bir kez daha bu kararın ne kadar doğru olduğunu idrak etmiştim.
- Hadi ne dikiliyorsun orda , gelsene içeri
- Dalmışım biraz
- Ben seni o dalmalardan kurtaracak çok güzel şeyler biliyorum. Meselaa bana anlatmayı unuttuğun şeylerden bahsedebiliriz.
dedi gözleriyle parmağımdaki tek taşı işaret ederken. Evet , daha iyi oturuyordu şimdi taşlar yerine. Bu kız gene magazin peşindeydi. En azından onunla unutturacaktı onu bana. Bu fikir hoşuma gitmişti. Ne kadar başarılı olabileceğini izleyip görecektik. Beraberce geçtik içeri. Yemek için beni bekliyorlardı. Hemen ellerimi yıkayıp oturdum sofraya.
- Halacım nasılsın daha iyimisin şimdi?
- İyiyim hala. Daha iyi olucaz inşallah.
- Gülüm bak biliyorum zor ama dirençli durman gerekiyor. Hem kendin hem Sina için. Emin ol o senin için daha fazla endişeleniyor. Aradığı zaman iyi olduğunu hissetmezse o dahada kötü olacak. Kısacası birbirinizi etkiliyorsunuz. Birbiriniz için dik durun. Böyle daha kolay geçecek zaman,emin ol yavrum.
- Haklısın halacım. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
- Hep yanındayız Hafsa unutma. Bu zorlukların üstesinden beraber geleceğiz.
Elimi tutan Zühreye baktım. Gerçekten çok şanslıydım onlara sahip olduğum için. Daha mutlu günlere beraber ulaşmamız için dua ettim..