Ankara - Kocaeli yolculuğu sona ermişti nihayet. Aslında planında direkt Hafsa nın yanına gitmek vardı ama üzerini değişmesi gerektiğinden planınıda değişmesi gerekti. Hava soğuk olmasına rağmen terlemişti. Hem ilk eve gitmesi , annesinin ve babasının kırılmaması açısından iyi olurdu.
Bindiği Kartepe otobüsüyle evine ulaşmıştı. Bugün zaten askerliğinin bitiş günü olduğundan herkes onu kapıda bekliyordu. Sarılma kucaklama faslından sonra banyo yapıp çıktı evden. Arkasından gelen gülme seslerini duydu ama pekte umursamadı. Eşine gidiyordu sonuçta,yabancıya değil.
Arabasına binip İzmit'e doğru yol aldı. Eve ulaştığında kapıda kimsecikler yoktu. Yoksa unutmuşlarmıydı geleceğini ? Havada soğuktu. Belkide o yüzden çıkmamışlardı. En son Hafsa yı kapıda beklettiği zaman geldi aklına. Gülümseyerek indi arabasından. Evin bahçe kapısını açarken çıkan ' cızırt ' sesiyle bir evin kapısı da açılmıştı. Biri ona bakıyordu gözlerinin içi gülerek. Evet ,oydu. Sevdiceğiydi kapıda duran. Koşar adım geldi kapının önüne. Hafsa dayanamayıp güldü bu haline. Sessizce
- Hoşgeldin bey
dedi eşi, gözlerine bakarken. Oda aynı tonda cevap verdi.
- Hoşbulduk hatun..
İçeriye geçip oturdular. Herkes mutluydu. Hiç konusu açılmadığına göre haberleri yoktu olanlardan. Sina da açmadı konuyu. Nasıl olsa söyleyecekti. Bu huzur dolu anı bozmaya hiç gerek yoktu.
Biraz oturduktan sonra Yusuf bey bir işi olduğunu söyleyerek dışarı çıkmıştı. Sena hanım, Hale hanım ve Zühre de birşeyler hazırlamak için mutfağa geçmişlerdi. Artık oturma odasında ikisi hariç kimse yoktu. Gözleri birbirini bulmuştu yeniden. Uzak kaldıkları yirmi günün yerini doldurmayan çalışır gibiydiler. Ayağa kalktı Sina sonra. Onun kalktığını gören Hafsa da kalktı ayağa. Sina gelen gideni yokladıktan sonra koşarak sarıldı Hafsasına. Hafsa neye uğradığını şaşırmıştı. Böyle bir şey beklemiyordu. Bir tur döndürdükten sonra yere bıraktı miniğini. Kolları hala belinde sarılıyken fısıldadı eşinin kulağına
- Öyle çok özlemişim ki seni..