Part 17

1K 22 1
                                    


(Gamze son zamanlarda iş yoğunluğu yüzünden sıklıkla mesaiye kalıyor, Ömer de atölyedeki özel dersler arttığı için işten geç çıkıyordur. İkisi de durumdan şikayetçidir. Sabah, el ele bankaya doğru yürüdüklerini görürüz. Birbirlerine sıkıca sarılırlar ve uzunca bir süre öyle kalırlar. Birbirlerinden ayrılmak istemiyorlardır.)

Ömer: Bugünkü son ders biraz geç başlayacak, çıkışına gelemeyeceğim.

Ne zamandır gelmiyorsun zaten. (Dudaklarını büker.)

Yapma ama böyle bak, arar son dersi iptal ederim şimdi.

(Gülümser.) Tamam tamam, evde görüşürüz.

Görüşürüz. (Ömer iç geçirir.) Şu an yine balayında gittiğimiz otelde olmak istiyorum. Herkesten, her şeyden uzak. Sadece seninle birlikte.

(Gamze de iç geçirir.) O kadar güzel olurdu ki.

Günün güzel geçsin.

Senin de.

(Vedalaşmalarına rağmen ikisi de gidemiyordur. Gamze tekrar Ömer'e sarılır.) Bu sefer gidiyorum. (Elleri yavaşça birbirinden ayrılır.)

(Ömer, Gamze'ye sarılır.) Bu sefer de ben göndermiyorum. (Gövdeleri birbirine sarılırken başlarını hafifçe geriye doğru çekip birbirlerine bakarlar.) Seni seviyorum.

Seni seviyorum. (Gamze, Ömer'in sırtında duran elini çekip yanağını okşar. Bileğindeki saatten geç kaldığını fark eder.) Şimdi gerçekten gitmem lazım. (Hızlıca Ömer'in yanağını öper, Ömer'de onu öper.)

(Bankaya geçince Gamze, çalışmaya başlamadan önce bir süre düşünüp akşam için bir plan yapar. Nuran'ı arar ve akşam, Tuna'yla Erdem'i sinemaya götürmesini rica eder. Biletleri de internetten alıp Nuran'a mesaj atar. Öğle arasında önce Sadık'ın yanına uğrar sonra eve gidip biraz hazırlık yapar, iş çıkışında da markete uğrayıp eve geçer. Ömer gelene kadar, sürprizini hızlıca tamamlamaya çalışır.

Ömer'in eve geldiğini, anahtar sesini duyduğu an Gamze'nin kalbi hızla atmaya başlar. Kapıya koşar. Gamze'yi heyecanlı ve mutluluktan yerinde duramayan bir şekilde gören Ömer'in yüzünde şaşkınlıkla bir gülümseme oluşur.)

Ömer: Bir şey mi oldu?

Sana bir sürprizim var.

Güzel bir sürpriz galiba.

Şimdi her şeyi bırakıp balayına, otele gidemeyeceğimiz için şöyle bir şey yaptım. (Ömer'i elinden tutup salona götürür. Gamze koltukları çekmiş, salonun ortasına Sadık'tan ödünç aldığı çadırı kurmuştur. Tuna'nın odasında duran, tavana ve duvarlara yıldızları yansıtan lambayı yakmıştır.) Otel inşa edemedim ama çadır kurdum. Gerçi kendin kurduğun çadırlardan değil bu, otomatik çadır. Havaya doğru atıyorsun kendiliğinden açılıyor. Sadece birkaç tane şeyi ayarlamak gerekiyor. İçindeyken sanki (Ömer sıkıca Gamze'ye sarılınca cümlesi yarım kalır.) Üsküdar'dan, herkesten uzaktaymışız gibi yapabiliriz. (Cümlesini bitirir bitirmez o da Ömer'in boynuna gömülür.) Balayında odaya söylediğimiz makarnadan da yaptım.

Pesto soslu olandan mı, yağlı yaptıkları?

Evet. Ben de bilerek çok yağlı yaptım hatta marketteki en ucuz pesto sosunu aldım, bize balayımızı hatırlatsın diye (Ömer güler. Odaya tekrar bakarken çadırın önündeki küçük şişme havuzu görür ve güler.)

Bu ne?

Göl.

Ne?

Göl. İznik gölü.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin