Part 96

367 12 3
                                    


(2 ay sonra.

Güneş 23 aylık, Meyra 8 aylık olmuştur. Güneş normalde olması gerekenden çok daha hızlı konuşmaya başlamış ve başladığı günden beri de yaşıtlarından çok daha hızlı konuşuyor ve cümleleri ustalıkla kuruyordur. Kreşte de sosyal becerileri giderek gelişiyor ve arkadaşlık ilişkilerini öğreniyordur. Artık okulun kapısında ağlamıyor, öğretmeni ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek için heyecanla okula gidiyordur.

Meyra ise ablasının aksine daha konuşmaya başlamamıştır ama sessizce, dikkatlice her şeyi izleyen ve gözlemleyen bir bebektir. Her parka gidişlerinde ağaçlara, çiçeklere büyülenmiş gibi bakarak kendi kendine mırıldanarak, kendi bebek dilinde bir şeyler söylüyordur. Onu en çok heyecanlandıran şey sokakta gördüğü kedilerdir. Neredeyse bebek arabasından kendini atacak bir şekilde öne doğru gidip kedilere bakıyordur. Akşamları Güneş bıcır bıcır, neşeyle kreşte olan komik şeyleri anlatırken Meyra ablasını dinliyordur.

Tuna'nın dileği gerçek olmuş hem 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hem 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü için yaptığı resimler liseler arası resim yarışmalarında birinci ve ikinci olmuştur.

İki aylık süreçte Ömer, sergiye yoğunlaşmış ve büyük bir özveriyle her detayıyla ilgilenmiştir. Gamze de tekrar tam zamanlı çalışmaya, kızları gün içinde eskisi kadar çok görememeye alışmıştır. 

Ömer'in sergisinin açılışının olacağı, Cumartesi sabahı. Her sabah erkenden uyanan Güneş, uyanır uyanmaz ayağa kalkar. Son birkaç haftadır beşiğine tutunup beşiğin üstünden atlayıp dışarı çıkabiliyordur. Yere iner inmez küçük adımlarla babasının yanına yürür. Gamze ve Ömer'in yatağının kenarlarındaki ahşaba basarak yatağa çıkar.

Annesi eğer babasının göğsüne yattıysa Güneş de babasının omzuna yatıyor. Ömer, kızının geldiğini anlar anlamaz kolunu açıp kızına sarılıp öpüyor ve 'Günaydın' diyordur. Eğer babası annesinin arkasından ona sarılarak uyuduysa babasını kolundan tutup düz yatırıyor ve kendisi babasının göğsünde yatıyordur.

Cumartesi sabahı Güneş babasının göğsüne yatar, Ömer kızına sarılıp öperken Gamze de uyanıp arkasını döner.)


Gamze: Günaydın. (Güneş'in yanağını öptükten sonra Ömer'in yanağını öper. Ömer kolunu açtığında Gamze Ömer'in koluna uzanır.)

Güneş: Bugün iş-okul günü mü? Ev günü mü?

Ömer: Ev günü.

Güneş: Yaşasın!

Gamze: Şşt! Kardeşin uyanmasın.

Güneş: (Başını sallar.) Kahvaltıyı birlikte hazırlayalım mı baba?

Ömer: Olur kızım.

Gamze: Bugün büyük gün.

Güneş: Sergi günü!

Ömer: Biraz daha sessiz, kızım. Kardeşin uyusun, babacığım.

Güneş: Tamam, baba. Kahvaltıyı hazırlayınca uyandırırız.


(Güneş, bebekliğinden beri babası kahvaltı hazırlarken ya mama sandalyesinde ya da babasının kucağında olmayı alışkındır. Yürümeye başlayınca da ona mutfak tezgahına kolayca erişebileceği bir öğrenme kulesi almışlardır. Babasının yanında plastik bıçak ve çatal kullanarak kahvaltıyı hazırlamaya yardım etmekten çok keyif alıyordur.

Ömer ve Güneş kahvaltıyı hazırladıktan sonra önce Tuna'nın odasına gidip onu uyandırırlar. Tuna uykulu gözlerle kalkarken, Güneş abisine sarılır. Tuna'yı uyandırma görevini tamamladıktan sonra Güneş, babasının elini tutar ve Meyra'yı uyandırmak için beşiğine yürürler. Gamze o sırada mutfakta kendine kahve yapıyordur, kahve kokusu tüm evi sarmıştır.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin