(Ömer, sabah namazına gitmek için uyanmıştır. Yataktan kalkmadan önce oturmuş gözlerini ovuştururken telefonu çalar. Gamze'yi uyandırmamak için hızlıca telefonunu komodinin üzerinden alıp sesini kısar. ''Tahir abim'' yazısını görünce 'Hayırdır inşallah' diyerek yatak odasından çıkar. Telefon kapanmadan, koridordayken telefonu açar.)
Ömer: Efendim abi? (Tahir birkaç saniye sessiz kalır. Arkadan insan sesleri geliyordur.) Abi?
Tahir: Ömer... ambulans çağırdık biz ama olmadı.
Ömer: (Panikler, nabzı hızlanır.) Ne olmadı? Niye ambulans çağırdınız?
Tahir: Babaannem...Uykusunda kaybetmişiz babaannemi. Uyurken kalbi durmuş. Götürüyorlar şimdi.
Ömer: (Duyduklarını idrak etmekte zorlanıyordur.) Ne?
Tahir: (Sağlık görevlisiyle konuşur.) Hangi hastaneye götüreceksiniz?
Görevli: Üsküdar Devlet Hastanesi'nin morguna götüreceğiz.
Tahir: Üsküdar Devlet Hastanesi'ne götürüyorlarmış, Ömer. Oraya gel sen de.
(Telefonu kapattıktan sonra Ömer, dizlerinin bağı çözülmüş gibi koridorda yere çöker. Ömer'in telefonunun sesiyle uykusu bölünen Gamze, koridordan gelen konuşma seslerini de duyunca ne olduğunu merak edip yataktan kalkar. Ömer'i koridorda oturmuş ağlarken bulunca panikle yanına koşar. )
Gamze: Ömer? Ne oldu? (Ömer'in yüzünü avuçlarının arasına alır. Ömer konuşamayıp başını Gamze'nin göğsüne yaslar. Ömer'i daha önce hiç böyle görmediği için Gamze ne yapması, ne söylemesi gerektiğini bilemiyordur.)
Ömer: (Bir yandan ağlayarak, zorlukla konuşur.) Babaannem
Gamze: (Ömer'in ne dediğini duyamayınca geri çekilip tekrar Ömer'in yüzünü tutar.) Ne?
Ömer: Babaannem... (Cümlesini kuramaz. Başını tekrar Gamze'nin göğsüne yaslayıp elleriyle yüzünü kapatarak hıçkırarak ağlamaya başlar. Gamze de ona sarılıp ağlar.) Benim... benim gitmem lazım. Hastaneye gitmem lazım. Devlet hastanesine götürmüşler, oraya gitmem lazım.
Gamze: Tamam, birlikte gideriz. (Midesinin bulandığını hissedince yerden kalkıp tuvalete gider. Kustuktan sonra yüzünü yıkayıp dişlerini fırçalar. Gamze kendisinin de Ömer gibi paniklemiş olduğunu fark eder ama soğuk kanlı olması gerekiyordur. Suyu kapattıktan sonra birkaç saniye kapıya dayanıp bekler, derin bir nefes alır. Ömer'i yalnız bırakmamak için koridora, Ömer'in yanına döner. Elini, Ömer'i yerden kaldırmak için uzatır.) Gel, giyinip çıkalım hemen. (Ömer, Gamze'nin elini tutup kalkar. Yatak odasına gittiklerinde Gamze hızlıca dolaptan Ömer'e gömleğini ve pantolonunu uzatır.) Bunları giy, canım. (Kendisi de üzerini değiştirir. Tuna'nın baş ucuna 'Uyanınca beni ara.' yazan bir not bırakıp yatak odasına döner. Ömer, gözünden yaşlar akarken bakışları duvara kilitlenmiş bir şekilde oturuyordur.) Çıkalım mı?
Gitmek istemiyorum.
(Gamze, Ömer'in yanına oturup, elini tutar.) Biraz bekleyelim, sonra sen hazır hissedince çıkarız.
(Elini çekip tekrar yüzünü kapatarak ağlayınca Gamze kollarını Ömer'e sarıp elleriyle sırtını sıvazlar.) Annemi de o hastanenin morguna götürmüşlerdi. Ben şimdi oraya tekrar gitmek istemiyorum. O koridordan tekrar geçmek, orada olmak istemiyorum.
Tamam, gitmeyelim o zaman. İstersen evde kalalım, istersen camiye ya da babanın evine gidelim.
Bencilce olmaz değil mi gitmezsem?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.