Part 79

482 15 8
                                        


(Çarşamba sabahı. Ömer erkenden uyumuş olmanın etkisiyle dinlenmiş bir şekilde uyanır. Gamze kolunun üzerinde yatmış olduğu için uyuşan kolunu zorlanarak Gamze'nin başının altından çekip bir süre karıncalanması geçene kadar kucağında tutar. Camiye gitmek için giyindikten sonra yatağa yaklaşıp Gamze'ye bakar. Dün geceki kavgaları üzerine düşünmek istemiyordur, sadece şu ana odaklanarak çok yavaş bir şekilde  önce Gamze'nin başını sonra karnını, bebeklerini öper ve yatak odasından çıkar.

Cami çıkışında babası ve abisiyle sohbet ederek fırına yürür, birlikte fırın kuyruğunda beklerler. Ömer, Tuna'nın sevdiği poğaçadan, birer simit ve tahinli çörek sipariş verir. Fırındaki adam poğaçayı sararken Ömer 'Bu oğluma' tahinli çöreği sararken 'Bu da karım ve kızıma' deyince fırındaki adam şaşırarak Ömer'e 'Aa, senin kız doğdu mu?' diye sorar. Ömer gülerek 'Yok, daha annesinin karnında ama annesinin yediği şeylerin tadını alabilecek kadar büyüdü. ' diye karşılık verir. Reşat, Ömer'e baba olmanın ne kadar yakıştığını düşünerek oğlunun sırtını sıvazlar. Fırının önünde vedalaştıktan sonra eve yaklaşırken Ömer'in adımları yavaşlar. Gece Gamze'ye sarılarak uyumuş güne de onun yanında uyanmış olmanın huzurunun yerini dün akşamki kavgalarının üzüntüsü alır.

Ailesini koruması için ne yapması gerektiğini, doğru olan şeyin ne olduğunu zihninde tartarken apartmanlarına ulaşır. Eve gelince aldıklarını mutfağa koyduktan sonra salona geçer. Terasın kapısının önünde, dışarıyı izleyerek ayakta durur. 

Düşüncelere dalınca saatin hızla ilerlediğini fark etmez, bileğinden saate bakıp hızla mutfağa geri gider. Kahvaltıyı hazırlamak için tezgaha yaklaştığında dün akşamdan kalan çay bardağını ve french press'i görür ve yüzü asılır. Kendisi uyuduktan sonra Gamze'nin hemen uyuyamadığını, çay içip muhtemelen terasta oturarak düşündüğü ihtimali canını sıkar. Bulaşıkları görmek istemeyerek hemen çalkalayıp makineye koyar. Kahvaltıyı hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra güne başlamaları için Gamze ve Tuna'yı uyandırmaya gider.

Yatak odasına gidip Gamze'nin kolunu okşar. Gamze, Ömer'in onu uyandırmaya geldiğini hissederek gözlerini açar.)


Ömer: Günaydın. (Gamze'nin elini tutar.)

Gamze: Günaydın. (Parmaklarını Ömer'in parmaklarının arasına geçirip sıkıca kenetler.)


(Bir şey konuşmadan birkaç dakika dururlar. Aralarındaki sessizlik, konuşulmayan sorunların ağırlığını taşıyor olsa da sıkıca tuttukları elleri birbirlerine güven veriyordur. Gamze yataktan kalkıp tuvalete gittiğinde Ömer de onun arkasından çıkıp Tuna'yı uyandırır.

Gamze ve Ömer sofraya geçtikten sonra uykulu bir şekilde esneyerek Tuna da sofraya gelir. Gözlerini ovuşturur.)


Tuna: Patatesli poğaça mı bu? (Tabağındaki poğaçayı işaret ederek Ömer'e sorar.)

Ömer: Evet ama sadece onu değil omletini de ye.

Tuna: Tamam.

Gamze: (Tahinli çörekten alıp tabağına koyar.) Teşekkürler. (Ömer, Gamze'ye gülümseyerek gözlerini kırpar.)

Tuna: Bugün taksiyle gitsek olur mu? Minibüste de oturamıyorum, oturduğum zaman yaşlılar biniyor bana bakıyorlar yer vereyim diye. Bugün ayakta gitmek istemiyorum.

Gamze: Zaten on dakika yol gidiyorsun.

Tuna: Olsun.

Ömer: Tamam, taksiyle gideriz. (Mehmet'in tehlikeli olduğunu öğrendikten sonra, özellikle de Gamze hamile olduğu için üzerine titreme isteği daha da artmıştır.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin