Part 94

379 14 7
                                    


(Akşam Gamze yatak odasında uzanırken ayak seslerini duyup gözlerini açar, Güneş babasının elinden tutup onu yatak odasına çekmiştir. Ömer kucağında bir aylık olmuş kızlarını tutarken Gamze'ye bakar.)


Ömer: Uyandırdık mı?

Gamze: Yok, uyumuyordum.

Güneş: (Babasını elinden çekip yatağa yaklaştırır.) Kardeşimle bizim masalımızı okur musunuz?

Gamze: (Güneş'i kucağına alıp yatağa yatırır.) Okuruz.


(Ömer kızları kucağında uyurken yavaşça yatağa oturur.

Güneş'in en sevdiği masal annesinin babasına kardeşi olacağının sürprizini yapmak için yazdığı masaldır. Gamze, bebekleri doğduktan ve ismi konduktan sonra masala birkaç cümle daha ekleyip Güneş'e de anlatmaya başlamıştır. Güneş, bu masalı annesinin yazdığını öğrenince şaşkınlıkla ağzını kocaman açıp ''Anne sen masalcı mısın?'' diye sormuştur. Güneş'in annesine olan hayranlığı, onu kendine örnek alması her geçen gün daha da artmaya başlamıştır. Kendi ailesiyle ilgili olan masalı artık neredeyse ezbere biliyor ve anne babası sesli bir şekilde söylerken, o da içinden tekrarlıyordur. Ömer ve Gamze masalı anlatmaya başlarlar.)

Gamze: .....Krallığın yeni prensesi doğduktan sonra, günlerce süren büyük kutlamalar yapılmış. Kutlamalar sırasında, krallık halkı Kral Ömer ve Kraliçe Gamze'ye yeni prensesin adının ne olduğunu sormuş. Ancak Kral ve Kraliçe, küçük kızlarının ismini ne koyacaklarına bir türlü karar veremiyorlarmış. Prenses Güneş, krallığın kalbini ısıtan ve her köşesini aydınlatan bir ışık gibi parlıyormuş. Bu yüzden yeni prenseslerinin adı da en az onun kadar özel ve anlamlı olmalıymış. Bir gece, Kraliçe Gamze, küçük Güneş'i kucağına alarak ona sevgi dolu bir sesle şöyle demiş: (Gamze, Güneş'e bakarak konuşmaya devam eder. Güneş de masalın bir karakteri olarak annesi ona seslendiği için gülümser.) "Sevgili Prenses Güneş, sen krallığımızın güneşisin, ışığınla her günümüzü aydınlatıyorsun. Senin sayende dünyamız daha parlak ve daha güzel. Şimdi krallığımıza yeni bir prenses katıldı ve onun da bu ışığı paylaşmasını, krallığımıza kendi parıltısını katmasını istiyoruz. Yeni prensesimiz, senin gibi ışıl ışıl parlasın diye ona parlayan ışık ve aydınlık anlamlarına gelen Meyra ismini vermeye karar verdik. Prenses Meyra'nın ışığı senin ışığınla birleşecek ve krallığımız her zaman aydınlık ve neşeli kalacak."

(Ömer, kucağında uyuyan kızı Meyra'nın başına bir öpücük kondurur. Masalı büyük bir dikkatle dinlese de uykusu geldiği için birkaç kez esneyen Güneş artık uyumaya hazırdır. Gamze ve Ömer, Güneş'e iyi geceler dileyerek onu öperler. Güneş, babasının kucağında uyuyan kardeşini de öper ve ona iyi geceler diler. Gamze, Güneş'i beşiğine yatırmak için ayağa kalkar ve Güneş'i kucağına alır.)


Güneş: Abime de iyi geceler diyelim anne.

Gamze: Diyelim kızım. (Tuna'nın odasına yürüyüp kapısını çalarlar. )

Tuna: Gelebilirsiniz. (Masasında oturmuş ödevlerini bitiriyordur.)

Güneş: Abi. (Gamze'nin kucağından abisine doğru eğilip boynuna sarılır.) İyi geceler. (Sarıldıktan sonra başını abisine doğru uzatır. Abisinin onu öpmesini bekliyordur. Tuna onu öpünce gülümser.)

Tuna: İyi geceler, Güneş.

Gamze: Çok var mı daha ödevin?

Tuna: Biraz.

Gamze: Kızları yatırdıktan sonra gelelim mi yardıma?

Tuna: Gerek yok, bitiririm ben.

Gamze: Tamam, canım. (Tuna'nın odasından çıkarlar. Ömer de Meyra'yı Güneş'in beşiğinin yanına koydukları beşiğe yatırmıştır. Güneş beşiğine yatar yatmaz uyku arkadaşına sarılır ve gözlerini kapatır. Gamze esneyerek Güneş'in örtüsünü örter. )

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin