Emel: (Derin bir nefes alıp verir.) Babasını görmeye götürdüm.
Gamze: Ne? (Yüzünde şok ifadesi belirir, nabzının tüm vücudunda attığını hisseder.) Nereye götürdün?
Emel: Haluk'u İstanbul'a, Silivri'ye transfer ettiler. Öğlen Tuna'yı okuldan alıp götürdüm ben de görüşe; baba oğul görüşsünler diye.
Gamze: (Duyduklarının ağırlığıyla vücudunu saran öfke yüzünden tüm vücudu ateş içindeymiş gibi hisseder. Sinirden yanakları bile kızarmıştır.) Sen ne hakla böyle bir şey yaparsın? Bana haber vermeden, bana sormadan nasıl böyle bir şey yaparsın?
Ömer: (Ömer'in yüzünde şok ifadesi hakimdir, ne tepki vereceğini bilmiyordur. Gamze'nin öfkesini mi bastırması gerekiyor, Tuna'ya mı yardım etmesi gerekiyor karar veremez. Bir anda hızlıca gözlerini kırpıp nefes alıp kendini toplamaya çalışır. Tuna'nın omzunu tutar.) Tuna, odana geçebilir misin? (Gamze bir yandan Emel'e kızmaya devam ediyordur, Tuna'nın gözleri annesindedir.) Tuna (Ömer'in omzunda duran elini hissedip ona döner.) Odana geçer misin lütfen? (Tuna başını sallayıp gözünden akan yaşları silerek odasına yürür.)
Gamze: (Emel'e doğru sinirle yürürken Ömer onu tutup kendine doğru çeker.) Benim oğlum daha çocuk. Böyle bir şeyin kararını annesi olarak ben verebilirim, ben!
Ömer: Gamze, biraz sakin ol.
Gamze: Ne sakin olacağım ya?
Emel: İçeri geçebilir miyim beş dakika konuşalım, durumu izah edeyim.
Gamze: Geçemezsin. Benim evime adım atamazsın, Tuna da bir daha senin evine gelemez.
Emel: Gamze çok arada kaldım, kendime çok kızgınım. Özür dilerim.
Gamze: Dileyemezsin!
(Ömer, Gamze'yi omuzlarından tutup kendine doğru çekip sarılır. Gamze başını Ömer'in göğsüne koyunca öfkesi yatışmasa da biraz olsun sakinleşmiştir.)
Ömer: Sinirini anlıyorum, çok haklısın ama konuşalım. Olur mu? (Gamze başını sallar. Ömer, Emel'e döner.) Geçin. (Emel ayakkabılarını çıkartıp içeri geçer. Ömer eliyle salonu işaret eder.) Siz oturun, geliyoruz biz de. (Gamze'yi mutfağa doğru götürür.)
(Gamze'nin nefes alış verişinin çok hızlı olduğunu, ellerinin titrediğini fark eder. Ellerini tutar.)
Ömer: Konuşacağız sadece. Tuna burada, iyi. Her şey yolunda.
Gamze: Değil. Her şey yolunda değil.
Ömer: (Gamze'ye bir bardak su koyup uzatır.) Birazcık sakinleş olur mu? (Gamze suyu içtikten sonra bardağı sertçe tezgaha koyar. Bu ses, Ömer'in Gamze'nin sakinleşmesinin zor olduğunu anlamasına yetmiştir. Hemen Gamze'yi tekrar kendine doğru çekip sarılır. Elleri Gamze'nin sırtında dolaşırken, hissettiği öfkeyi hafifletmeye çalışır, ancak Gamze'nin hızlı kalp atışını göğsünde hissetmektedir. Gamze kendini geri çeker.)
Gamze: Hadi gidelim.
(Salona geçerler.)
Gamze: Neden bana yalan söyledin?
Emel: Abim aradı beni. Buraya geldiğini söyledi. Tuna'yı çok özledim, onu görmek istiyorum ama yaşananlardan sonra Gamze hayatta izin vermez dedi. Yalvardı resmen bana onu götüreyim diye ki abimi biliyorsun hiç böyle duygusal konuşan biri değildir. Eşimi de aramış, avukatları yardım etmiş Tuna'nın adını da ekletmişler görüş listesine. Onun da babasını görmeye ihtiyacı var, baba oğul görüşmemize yardım et sadece bir saat dedi. Ben, böyle olacağını tahmin edemedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.