(Bir süre sonra doktor, Ömer'in yanına gelir.)
Doktor: Gamze Ademoğlu'nun eşi siz misiniz?
Ömer: Evet! Evet, benim! Gamze nasıl?
Doktor: Durumu stabil. Hipotansiyon nedeniyle yani tansiyonu düşük olduğu için bayılmış ama şimdi daha iyi. Bilinci açık, istirahat ediyor. Kadın doğum doktorumuzu da bilgilendirdik, birazdan gelecek.
Ömer: Ben yanına gidebilir miyim?
Doktor: Tabii.
Ömer: (Gamze'nin yanına gidecekken bir an durup doktora döner.) Bebeğimiz iyi mi peki, biliyor musunuz?
Doktor: Kötü olduğuna dair bir işaret, kanama ya da sancı yok. Kadın doğum doktorumuzun muayenesi daha detaylı olacağı için o daha iyi bilgilendirir sizi.
Ömer: Tamam, teşekkürler.
(Doktor, Ömer'i Gamze'nin sedyesinin olduğu yere götürür. Ömer, Gamze'yi gördüğü an koşarak ona sarılır. Gamze de sıkıca kollarını Ömer'e sarar. Ömer, Gamze'nin saçlarını okşayıp ellerini yanaklarının üzerine koyar.)
Ömer: Hep buradaydım ben. Ambulansta da senin yanındaydım, muayene ederken dışarıya aldılar sadece ama hep yanındaydım. (Gamze başını sallar.) İyi misin?
Gamze: İyiyim. (Yaşadığı olayın gerginliğiyle sarılmıştır ama iyi görünmeye çalışıyordur.)
Ömer: Bebeğimiz de iyi mi? Tekme falan atıyor mu hissediyor musun?
Gamze: Hissetmedim ama iyidir. (Gözleri dolar, konuşursa ağlayacak gibi hisseder. Hissettiği gibi de kelimeler ağzından çıkarken ağlamaya başlar.) Galiba düşerken karnımın üzerine doğru düştüm. İyidir ama değil mi?
Ömer: İyidir. (Gamze'nin yanağından süzülen yaşları parmaklarıyla siler.) Kocaman oldu artık, o. Dün uygulamadan bakmıştım, büyük bir havuç boyutunda şu an. Hem sen baygınken bile senin kalp atışlarını dinlemiştir. Ambulansta da benim sesimi duymuştur. Babam da yanımızda demiştir.
Gamze: (Ağlarken gülümser.) Daha seni duyamıyor ki.
Ömer: Duyuyor o, ben biliyorum. Hissediyor. Dünyanın en akıllı kızı o.
Gamze: Öyle, bizi ölümsüz kılacak bir iksir hazırlayacaktı hatta büyüyünce.
Ömer: İksir değil buluş. (Gamze başını Ömer'e doğru uzatır, alın alına dururlar. ) Şimdi sakin ol sen de, tamam mı? Çok hızlı nefes alıp veriyorsun. (Kendisi de nefes nefese olsa da sakinmiş gibi davranarak başını hafifçe geri çeker. Ellerini Gamze'nin kollarına koyar.) Birlikte nefes alalım. (Sesli bir şekilde derin nefes alır, Gamze de onu takip eder.) Şimdi ver. (Nefes verirler.) Tekrar.
Gamze: (Nefes almadan önce gülümseyerek Ömer'e bakar.) Doğumda da mı böyle yaptıracaksın yoksa bana?
Ömer: (Gamze'nin esprisinden çok Gamze'nin espri yapacak kadar iyi oluşuna rahatlayarak gülümser.) Tabii, o zaman da böyle birlikte nefes alacağız. Hadi tekrar. (Tekrar nefes alıp verirlerken Gamze ellerini karnının üzerine götürür. Hastaneye varıp gözlerini açtığından beri kendini suçlu hissederek karnına dokunmaya korkmuştur. Ömer'le birlikte nefes alırken karnını, bebeklerini tutar. Çoğu zaman birbirlerinin nefeslerini kesseler de o anlarda, hastanede, sedyenin üzerinde otururlarken birbirlerine nefes almayı hatırlatırlar. Sesli bir şekilde nefes alış verişleri Ömer'in telefonunun sesiyle bölünür. Tuna'nın aradığını görür ama ona haber vermeden çıktığı aklına gelir. Gamze'yi de daha fazla telaşlandırmak istemez.) Babam...Babam arıyor, onu çağırmıştım. Gelir dua eder sizin için diye. Hemen, bir saniye konuşup geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.