Part 77

466 15 5
                                        


( Gamze, iş çıkışında Begüm ve Mehmet'in eski sevgilisi (Melis) ile buluşacakları kafeye gider. Begüm'ün çoktan masalardan birinde oturmuş beklediğini görünce yanına gider. Melis gelene kadar sohbet ederler. Melis gelince masaya yaklaşır.)


Melis: (Gamze'ye bakar.) Begüm siz misiniz?

Begüm: Benim. (Melis, Begüm'ün uzattığı eli sıksa da kafası karışmış gibidir.) Neden şaşırdınız?

Melis: (Sandalyeye oturur.) Mehmet'in sevgili kriterleri kahverengi saç, ela gözdür de o yüzden...

Begüm: Öyleymiş zaten. (Rahatsız olarak direkt konuya girer, eliyle Gamze'yi işaret eder.) Gamze'ye yakın olmak için benimle sevgili olmuş.

Melis: (Begüm'e ve Gamze'ye bakar, ne demesi gerektiğini bilemez. O da Begüm gibi konuyu devam ettirir.) Ben açıkçası bu konu hakkında konuşmaktan pek haz etmiyorum. Hayatımın Mehmet'le geçen evresi hiç yaşanmamış gibi davranmayı tercih ediyorum ama bir hemcinsimin daha kalbinin kırılmasını, kandırılmasını istemedim. Gelmemin, buluşmayı önermemin sebebi de bu. Mehmet tehlikeli biri.

Gamze: (Begüm'e baktıktan sonra Melis'e döner.) Nasıl tehlikeli?

Begüm: Yani ülke öyle bir hal aldı ki tehlikeli deyince insanın aklından bin tane şey geçiyor.

Melis: Haklısınız. Ben Mehmet'te terslikler olduğunu fark edince uzaklaşmak istedim ama uzaklaşamıyorsun ondan, bir yolunu bulup tekrar hayatına sızıyor. Psikoloğa gitmesi için zorladım gitmezse ayrılacağımızı söyledim. Zorla psikoloğun kapısında bekleyerek götürdüm onu birkaç seans. Psikoloğu bir gün seanstan sonra benimle de konuşmak istedi, ondan duyduğum şeylerden sonra ürküp Mehmet'i hayatımdan çıkardım. Hayatımdan çıkarttıktan sonra zaten ne yaptıysa yaptı.

Begüm: Neler söyledi psikolog?

Melis: Aslında psikolog Mehmet'in çocukken gittiği pedagogla iletişime geçmiş, o dosyaları da incelemiş. Çocukken dayısı ve yengesi büyütmüş onu, pedagoga da onlar göndermiş. Çok da uzun şimdi nereden başlayayım bilmiyorum. (Cümlelerini toparlamaya çalışır, gergin olduğu anlaşılıyordur.) Ben diş hekimiyim, Mehmet çalıştığım kliniğe geldiğinde tanıştık. O sıralar yeni bir ilişkiden çıkmıştım kimseyle tanışmak istemiyordum ama o, devamlı gidip geldi. Hep iletişim kurmaya çalıştı ama ben her seferinde reddediyordum. Bir gün bir aile geldi Mehmet klinikte sırasını beklerken, o da o aileyi görür görmez hızlıca muayene odasına gitti. Randevu saati daha gelmemişti oda da hazır değildi, ne olduğuna bakmaya yanına gittim. Çok üzgündü dokunsan ağlayacaktı. Gelen ailenin oğlunu, kendi kardeşine benzettiğini söyledi, 'Kardeşim sekiz yaşındayken vefat etti, çok hastaydı.' Deyip bir anda ağlamaya başlayınca kalbimde ağırlık hissettim. Ben de kardeşimi sekiz yaşında hastayken kaybetmiştim. O öyle deyince ilk kez onunla vakit geçirmeye sıcak bakmıştım, birlikte kahve içmiştik. Çok kişisel detaya girmeyeyim ama yaşadığım ve beni kimsenin empati yapsa bile tamamen anlayamayacağını düşündüğüm şeyleri o da yaşadığını söyleyince ona yakın hissettim kendimi. Ailemle görüşmüyorum, Mehmet kendisinin de ailesiyle görüşmediğini söyledi. Böyle böyle bir sürü ortak noktamız çıktı.

Gamze: (Melis'in nefes alış verişlerinden kaygılı olduğunu anlar.) İçecek bir şey sipariş verelim mi? İster misiniz?

Melis: Yok, teşekkürler. (Konuya devam eder.) Duygusal zekası pek gelişmemiş biri Mehmet, kendi duygularını tanımakta ve ifade etmekte zorlanıyor. Bağ kurmak için de insanları manipüle ediyor. Meğer kardeşi ölmemiş, bana yaşadığını söylediği hiçbir şeyi yaşamamış.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin