[Zaman atlaması.]
(Perşembe günü, yaz mevsimi geride kalmış ve İstanbul'da serin bir sonbahar günü yaşanmaktadır. Gamze, bugün itibariyle ikinci trimesterdan üçüncü trimestara geçmiştir. Bu dönüm noktasına ulaşmış olmak Gamze'yi de Ömer'i de çok heyecanlandırıyordur.
Bebeklerinin 28. hafta kontrolüne gitmek için Ömer, Gamze'yi iş çıkışında bankadan alır. Doktorun kliniğine vardıklarında, bekleme odasında birkaç dakika bekledikten sonra hemşire onları muayene odasına alır.)
Esen: Hoş geldiniz.
Gamze-Ömer: Hoş bulduk.
Esen: Bugünkü muayenenize önce ultrasonla başlayalım, daha sonra konuşmamız ve birlikte planlamamız gereken bazı şeyler olacak. O zaman masaya geçeriz.
Gamze: Tamam. (Gamze karnını açarak uzanır ve doktor jeli sıktıktan sonra ekranda bebeklerini görmeye başlarlar. Bebeklerinin yüzü, elleri ve ayakları giderek daha belirgin hale geldiği için randevular onlar için çok özel ve heyecan verici anlara dönüşmüştür. Bebeklerinin her hareketini dikkatle izleyerek her saniyeyi zihinlerine kazımaya çalışıyorlardır.)
Esen: Bebeğiniz gayet iyi görünüyor. Hareketleri çok aktif.
Gamze: O aktifliği bana da hissettiriyor.
Esen: Çok tekmeliyor mu?
Gamze: Çook.
Ömer: Ama tekmeleri hissetmek harika oluyor. (Gamze, bebeklerinin hareketlerini kıpraşma gibi değil, daha güçlü ve belirgin tekmeler olarak hissetmeye başladığında her seferinde Ömer'e haber vermiştir. Ömer, Gamze'nin karnını tutarak bebeğin hareketlerini hissedebilmek için sabırsızlıkla beklerken, ilk tekmeyi 24. haftada hissetmiştir. Avcunun altında kızının minik vücudunu hissetmek, Ömer'i derinden etkilemiş, gözleri dolmuş ve tüyleri diken diken olmuştur. Gözünden süzülen birkaç damla yaşla birlikte, Allah'a kızlarını onlara verdiği için, Gamze'ye kızlarını karnında taşıyıp bedeninde büyüttüğü için, kızlarına da ailelerini seçtiği için içtenlikle teşekkür ederek Gamze'nin karnına sarılmıştır. O günden beri dört haftadır neredeyse Gamze'nin karnına yapışık bir şekilde geziyor, hiçbir tekmeyi kaçırmamak için elinden geleni yapıyordur.
Kızlarının kendilerini duyabilecek kadar büyüdüğü haftadan sonra, her akşam sofraya geçmeden önce ailecek oturup günlerinin nasıl geçtiği hakkında konuşma kuralı getirmişlerdir. Ömer, bunun kızlarının da hayatları hakkında fikir sahibi olması ve aileden biri olduğunu şimdiden hissetmesi için önemli olduğunu düşünmüştür. Aynı zamanda kızlarının onların seslerini şimdiden tanıması için de bunun gerekli olduğuna karar vermişlerdir. Tuna kendi gününü anlattıktan sonra Gamze telefonundaki uygulamadan bebeğin hangi gelişim aşamalarından geçtiğini anlatıyor, böylece kızlarının da gününün nasıl geçtiğini öğrenmiş oluyorlardır.)
Esen: Bebeğinizin kilosu şu an yaklaşık 1 kilogram ve boyu 38-39 santimetre civarında. Beyin dokusu hızla gelişiyor, bu hafta itibariyle beyin dalgaları artık aktif ve uyku döngüleri oluşmaya başladı. Bebeğiniz REM uykusuna giriyor, rüya görmeye başlıyor.
Gamze: (Şaşırarak doktora bakar.) Rüya mı görüyor?
Esen: Evet.
Ömer: (Ömer de şaşkındır.) Ama rüyasında ne görebilir ki? Daha hiçbir şey görmedi, yani dünyaya dair hiçbir şey bilmiyor.
Esen: Ne göreceğini kesin olarak söylemek mümkün değil ama anne karnında hissettiklerini, duyduğu sesleri rüyasında görebilir.
Ömer: Bizim seslerimizi mi? (Duygulanıp eliyle dudaklarını kapatır, gözleri dolmuştur.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.