(Cuma sabahı. Ömer kahvaltılıkları hazırlarken Gamze yanına, mutfağa gelir. Gamze'yi bu kadar erken uyanık görmeyi beklemeyen Ömer şaşırarak ona bakar.)
Ömer: Günaydın canım (Gamze'ye yaklaşıp sarılır.) Erkencisin. (Gamze dudaklarını büküp başını sallar. Baş parmağını Gamze'nin çenesine koyup çenesini tutar ve hafifçe yukarı kaldırır.) Ne oldu, uyanamadın mı? (Gamze hayır anlamında başını sallayınca Gamze'nin tatlılığına dayanamayıp Ömer gülümser.) Yataktan çıkmasaydın hiç. Uyurdun tekrar belki.
Gamze: Uyumazdım. (Ağlamaklı olur.) Yüz elli kere uyandım gece, sen de fark etmedin hiç. Devamlı uykum bölündü, sinirlerim çok bozuk.
Ömer: Kıyamam ben, benim güzel karıma. (Gamze'yi tekrar kendine çekip sarılır. Sarılırken saçını okşar.)
Gamze: Yok, üçüncü çocuk falan.
Ömer: Şimdi uykusuzsun ama yine de öyle demesen? O kadar kesin konuşmasan?
Gamze: Konuşurum. Akşam misafirler gelecek, bir sürü işimiz var. Zaten yorgun uyandım, uykumu alamadım bir de tüm günün yorgunluğu eklenecek. İnsanlarla istediğim gibi ilgilenemeyeceğim.
Ömer: Sen işten gelir gelmez bir saat yatarsın, uyur dinlenirsin misafirler gelene kadar. (Ellerini Gamze'nin yanaklarına koyar.) Ben her şeyi hazırlarım. Zaten mangal yakacağız, senin çok yapman gereken bir şey de yok.
Gamze: Salata, meze falan yapacaktım.
Ömer: Ben yaparım. (Ellerini Gamze'nin yanağından çekip iki eliyle Gamze'nin ellerini tutup dudaklarına götürüp öper.) En yorucu şeyi sen yapıyorsun zaten, bebeğimiz senin vücudunda büyüyor. Salatayı ben yaparım, ne olacak? (Gamze, Ömer'e sarılıp başını Ömer'in göğsüne koyup ellerini belinde birleştirir ve bir şeyler mırıldanır. Sessiz konuştuğu için Ömer duyamaz.) Ne?
Gamze: (Hala hafif ağlamaklıdır.) Seni seviyorum dedim.
Ömer: Ben de seni seviyorum. (Gamze'nin karnını okşar.) İkinizi de çok seviyorum.
Gamze: (Başını Ömer'in göğsünden çekip ona bakar.) İyi ki varsın.
Ömer: (Ömer tekrar Gamze'nin yanağını okşar.) Uyku mahmurluğuyla hamilelik karışınca sen dünyanın en tatlı şeyine dönüştün. (Gamze'nin yanağını öper.)
Gamze: Duşa gireyim belki ayılırım biraz.
Ömer: Tamam, canım. (Gamze mutfağın kapısından çıkmak üzereyken seslenir.) Ben yıkayayım mı? (Gamze arkasını dönüp bakınca ona davetkar bir bakış atar.) O da ayıltırdı belki.
Gamze: (Elleriyle kendini işaret eder.) Şu an onu isteyecek gibi mi görünüyorum?
Ömer: Yok, çok uykusuzsun ama (Gamze'ye doğru bir adım gider.) çok da güzelsin.
Gamze: Hiç gelme öyle, gidiyorum.
(Gamze kendine gelmek için uzun bir duş alır, duştan çıkınca yatak odasına geçip üzerini değiştirir. Odadan çıktığında koridorda Tuna'yla karşılaşır. Tuna'da gözünü ovuşturarak uykulu bir şekilde tuvalete yürüyordur.)
Gamze: Günaydın (Tuna konuşmadan 'hııı' diye ses çıkartıp tuvalete girer. Gamze sofranın hazır olduğunu görür ama Ömer'i ne salonda ne de terasta bulamaz. Tam Ömer'i aramak üzereyken kapı sesini duyar. Kapıya doğru yürüyecekken Ömer elinde torbayla salona gelir.) Nereden geliyorsun, merak ettim seni?
![](https://img.wattpad.com/cover/362184817-288-k111884.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.